| Seni uyarmalıyım, prenses... ilk seferinde... küçük bir karışıklık olabilir. | Open Subtitles | كان علي أن أحذرك .في كل مرة تميلين إلي اللخبطة |
| Ve seni uyarmalıyım ki grubumuzda bir libür var zaten, | Open Subtitles | و يجب أن أحذرك بأنه لدينا بالفعل ليمور في مجموعتنا |
| Bu konuda harcayacağın her nefesin boşa gideceği konusunda seni uyarmalıyım. | Open Subtitles | من الإنصاف تحذيرك بأن تفوهك بأي كلمة إضافية حول هذا الموضوع يُعّد مضيّعة للوقت |
| Seni uyarmalıyım bazen normal insanlarda adrenalin patlaması olur. | Open Subtitles | عليّ تحذيرك ، احياناً الأشخاص العاديون تأتيهم دفعة إدرينالين |
| Sizi uyarmalıyım, beni engellemeye kalkarsanız ateş ederim. | Open Subtitles | احذرك اننى سأطلق النار عليك لو حاولت منعى |
| Ancak sizi uyarmalıyım beraberinde getirdiği bir detay var, çünkü daha çok kontrol daha çok sorumluluk demek. | TED | ولكن يجب أن أحذركم أنّ هذه الطريقة لها بعض المتاعب الخفيّة، لأن تزايد القدرة على التحكّم يعني أيضاً تزايد المسؤوليّة. |
| Seni uyarmalıyım, bu gece kendimi çok ateşli hissediyorum. | Open Subtitles | لا بد لي من تحذير لكم، أشعر الليلة مطيع جدا. |
| Kasabayı uyarmalıyım ama onları buraya gönderemem. | Open Subtitles | ينبغي أن أحذر المدينة لكنني لا استطيع إرسال الناس هناك |
| Adil olmak için seni uyarmalıyım, ben aslında bir kütüphaneciyim. | Open Subtitles | أعتقد إنه من العدل أن أحذرك لأني في الحقيقة مكتبي |
| Ama seni uyarmalıyım annen hakkında söyledikleri hiç de hoş değil. | Open Subtitles | ولكن يجب ان أحذرك ما تقوله المذكرة عن امك ليس جميلا |
| Seni uyarmalıyım sevgili Sandra, emirlerime itaat edilmesine alışkınım ben,.. | Open Subtitles | يجب أن أحذرك يا آسنة ساندرا أنني معتاد على أن تطاع أوامري |
| Seni uyarmalıyım bu pek iyi işaret verdirtmez. | Open Subtitles | أود تحذيرك أنه نادراً ما يكون هذا نذير خير |
| Seni uyarmalıyım bu pek iyi işaret verdirtmez. | Open Subtitles | أود تحذيرك أنه نادراً ما يكون هذا نذير خير |
| Seni hemen uyarmalıyım. Bugünlerde bile kötü bir koca olarak anılıyorum. | Open Subtitles | علي تحذيرك ، حتى بالنسبة لهذا العصر ، انا أعد زوجاً سيئاً |
| Sizi yaptığınız itirafın ciddiyetinden dolayı uyarmalıyım. | Open Subtitles | يجب ان احذرك من عواقب الأفادة التى تقومين بها |
| Sizi uyarmalıyım. | Open Subtitles | عليّ أن أحذركم إنه غريب الأطوار بعض الشيء |
| Bu konuşulacaktır, sanırım basını uyarmalıyım. | Open Subtitles | هذا بعد أن قال، وأعتقد أنني يجب على تحذير وسائل الإعلام. |
| En azından o kayıp köydekileri uyarmalıyım. | Open Subtitles | يجب على الأقل أن أحذر تلك القرية الضائعة. |
| Gerçekten hasta insanlar üzerinde çalışmadığım konusunda sizi uyarmalıyım. | Open Subtitles | يجب أن أحذّرك بأنّني لا أعمل شخصيا مع الناس المرضى جدا. |
| ...amacınız bir travmayı yüzeye çıkarmaksa sizi uyarmalıyım. | Open Subtitles | إذا أنت تنظر لكشف الصدمة ثمّ أحتاج لتحذيرك. |
| Fakat sizi uyarmalıyım ki bu kolay değil. | TED | لكن لا بد لي من تحذيركم: هذا ليس سهلًا. |
| Beni canlı yayına bağla, insanları uyarmalıyım. | Open Subtitles | اجعلوني على الهواء مباشرة فنحن بحاجة لتحذير الناس |
| Bayan Brisbane, sizi uyarmalıyım. Büyük bir şok yaşayabilirsiniz. | Open Subtitles | آنسة بريسبان ، لا بد لي من أن أحذركِ بأنكِ سوف تنصدمين قليلاً |
| Ok, bak. birisi bu düğünü yıkmaya geliyor. Ve ben birilerini uyarmalıyım, tamam. | Open Subtitles | اسمعى أحدهم فى طريقه ليفسد الزفاف، ويجب أن أحذرهم |
| Her şeyin tadının biraz nemli ve yavan geldiği konusunda seni uyarmalıyım. | Open Subtitles | لا بد أن أنبهك. إنها مناسبة لكل الأذواق |
| O ailemden tek kalan. En azından onu uyarmalıyım. | Open Subtitles | إنّه العائلة الوحيدة الذي بقيت ليّ، يجب أن أحذره على الأقل. |
| Sizi bunların anlamsızlığına karşı uyarmalıyım. | Open Subtitles | أحذّر أنت ضدّ أخذ تلك الأشياء بالقيمة الظّاهرية. |