| Yeni bir sınıf uyduların yörüngeye ulaştırılmasına da olanak tanıyor. | TED | ويسمح حتى بتوصيل دفعة جديدة من الأقمار الصناعية إلي المدار. |
| Fakat mikrodalga teknolojisi, uyduların kullanımı ile kablosuz güç aktarımını çoktan mümkün kıldı. | Open Subtitles | لكن تقنيات الميكرويف جعلت هذا ممكنا لنقل الطاقة لاسلكية مع استخدام الأقمار الصناعية |
| uyduların yakalayabilmesi için kumun üzerine büyük bir işaret yapıyor. | Open Subtitles | إنه يبني إشارة كبيرة على الرمال حتى تراها الأقمار الصناعية |
| Bir tanesi trende, bir tanesi de sokakta. uyduların da çalıştığını düşünüyorum. | Open Subtitles | واحدٌ في القطار وآخر في الشارع أظن أن الأقمار الصناعية مُفعلة أيضاً |
| Bütün bunlar, uyduların sadece daha büyük, daha büyük, daha da büyük ve daha pahalı olmasını sağladı, şu anda bir tanesi yaklaşık bir milyar, evet milyar, dolar ediyor. | TED | جميع هذه الأمور جعلت من الأقمار الصناعية أكبر وأكبر وأكبر وأكثر كلفة، الآن حوالي 1 مليار دولار لكل واحد منها. |
| Bu, büyük uyduların yanında daha küçük uyduların yollanmasıydı. | TED | وهذا كان إطلاق أقمار صناعية صغيرة بجانب الأقمار الصناعية الكبيرة |
| Teneke Adam casus uyduların ağına entegre oldu. | Open Subtitles | التقط رجل الصفيح كل إشارات الأقمار الصناعية. |
| uyduların kontrolünü kaybettik. Uydu bağlantısı tamamıyla koptu. | Open Subtitles | فقدنا السيطرة على الأقمار الصناعية لقد قطعت جميع الخطوط المؤدية للأقمار الصناعية |
| Ele geçirmeye çalışmadan önce uyduların kontrolümüz altına girmesini beklemişler. Konferans saldırısı bile bu maksatla tezgahlanmış. | Open Subtitles | .لقد ترقـَّبوا توحيد الأقمار الصناعية قبل إقتحامهم النظام حتى الهجوم على قمة السلام كان مخططاً له بعناية |
| Son zamanlarda gelişmiş uyduların Güneş yüzeyinin yakın görüntülerini almasıyla ipuçları ortaya çıkmaya başladı. | Open Subtitles | لكن مؤخراً ، بينما قدمت الأقمار الصناعية نظرة أقرب عن سطح الشمس بدأ اللغز ينحل |
| Eş zamanlı uyduların, arabanla devamlı iletişim halinde bulunduğu bir sistem. | Open Subtitles | سلسلة من الأقمار الصناعية ستبقى على اتصال مستمر بسيارتك |
| Dünya çevresindeki uyduların yörüngesinin altından ve bizi korkutacak kadar yakın geçecek. | Open Subtitles | قريب بما فيه الكفاية لتمر تحت الأقمار الصناعية التي تدور حول الأرض وتسبب الذعر لنا جميعاً |
| uyduların o helikopterin olduğu bölgeye çevrilmesini istiyorum. | Open Subtitles | أريد تركيز الأقمار الصناعية على تلك المنطقة الآن |
| uyduların etrafında inanılmaz bir güç alanı var şu anda. | Open Subtitles | لقد حاولت هناك بعض حقول الطاقة حول تلك الأقمار الصناعية في الوقت الراهن |
| uyduların bakacağı en son yer. | Open Subtitles | آخر مكان قد تبحث فيه الأقمار الصناعية |
| Hadi bana uyduların işleyişini göster. | Open Subtitles | هيّا أرني كيف تعمل الأقمار الصناعية - حسناً - |
| Barış konferansındaki başlıklardan bir tanesi tüm uyduların gözetiminize verilmesi öyle değil mi? | Open Subtitles | أحد المواضيع التي ستناقشيها في مؤتمر السلام ..هو رغبتكِ بتعزيز المراقبة عن طريق التحكم بأنظمة الأقمار الصناعية الدولية، أليس كذلك ؟ |
| Neden uyduların kontrolünü Olimpos'a verecekmişiz ki? | Open Subtitles | لماذا تتولـّى "أوليمبوس الإشراف على أنظمة الأقمار الصناعية ؟ |
| Kalan uyduların rotasını değiştirdim. | Open Subtitles | أعدتُ توجيه الأقمار الصناعية الباقيةَ |
| uyduların arasında seker ve bum! Yani kapayın şu lanet telefonlarınızı. | Open Subtitles | لقد أرتدت نحو الأقمار الصناعية وفجأة |