| Bunu kendimi iyi hissedeyim diye mi uyduruyorsunuz? | Open Subtitles | أنت تختلق هذه القصة لتجعلني أشعر بالتحسن؟ |
| İnandırıcı birşeyler uyduruyorsunuz. Buna inançsızlığın ertelenmesi denir. | Open Subtitles | تختلق مادة مقبولة هو يدعى تعليق عدم التصديق |
| Hayır bunu uyduruyorsunuz. Bu imkansız. | Open Subtitles | لا، لا، إنّك تختلق الأمر هذا أمر مستحيل |
| Soyleyebilecegim kadariyla, bunu uydurabildiginiz kadar uyduruyorsunuz. | Open Subtitles | حسب رأيي، أنتم تختلقون الأمر وتتماشون معه. |
| Görmediniz, uyduruyorsunuz. | Open Subtitles | لكنكم تختلقون هذا فقط |
| Kafanızdan hikayeler uyduruyorsunuz. | Open Subtitles | أنت تختلق قصصاً من الهواء. |
| Kafanızdan bir şeyler uyduruyorsunuz. | Open Subtitles | أنتم تختلقون هذه الأمور |