| Sadece politikacıların delirdiğine dair kanıt olursa uygulanır. | Open Subtitles | ينطبق فقط على السياسيين ذوي سجلات الجنون الوراثي |
| Belki mi? Teknik olarak 23.40 sadece Federal davalarda uygulanır. | Open Subtitles | تقنيا 23.40 ينطبق فقط في الحالات الإتحادية |
| Süre uygulanır ve tümünün süresi sonsuzdur. Delil kasasındakiler dokunulmazdır. | Open Subtitles | ينطبق عليها القانون طوال الوقت والى الأبد كل ما في خزنة الأدلة يعتبر مقدساً |
| Kurallar herkese eşit bir şekilde uygulanır. | Open Subtitles | القوانين تُطبق على الجميع بالتساوي |
| Noktalar, mor ötesi ışıkta parlayan sıvı yapıştırıcıyla uygulanır. | Open Subtitles | النقاط يطبق عليها لاصق سائل يحتوي على آثار فوق بنفسجية |
| Aileler arasında kan davası olan yerlerde birileri hedef alınırsa, bu içerik uygulanır. | Open Subtitles | يطبق هذا المفهوم على أي مكان يستهدف به أي شخص بسبب العداوة العائلية بين العوائل |
| Hukuk kuralı herkese uygulanır yargıç. | Open Subtitles | حكم القانون ينطبق على الجميع، أيها القاضي |
| Evet, pekâlâ, bu gerçekten dahi zekasına da uygulanır. | Open Subtitles | نعم، حسنا، انها حقا ينطبق على العقل عبقرية. |
| Üzgünüm, Bay Fitzgerald ama hakaret davası sadece gerçek olmayan ifadelere uygulanır. | Open Subtitles | أنا آسف لكن التلويث ينطبق فقط على أقوال غير صحيحة |
| Bu tedavi özellikle çocuklara uygulanır. | Open Subtitles | هذا ينطبق بصفة خاصة على الأطفال |
| Kanun ona da uygulanır mı? | Open Subtitles | هل القانون ينطبق على هذه الحالة |
| Hukuk kuralı herkese uygulanır yargıç. | Open Subtitles | حكم القانون ينطبق على الجميع القاضي. |
| Zimmete para geçirmede de aynı yöntem uygulanır. | Open Subtitles | نفس المبدأ يطبق على الإختلاس |