| Hayatım. Yemin ederim yola çıktığımızdan beri yatakta uyumadı. | Open Subtitles | يا حبيبتي، إنه لم ينم على سرير منذ شرعنا في رحلتنا. |
| Ve kasabadaki hiç kimse bu hafta normal uyumadı. | Open Subtitles | نعم ، ولكن جاك كان يعمل بصورة سرية في وجبتين للعمل ولم ينم أحد في البلدة بصورة اعتيادية هذا الاسبوع |
| Çikolatayı kuvvetlendirdik, kimse günlerdir uyumadı. | Open Subtitles | الادمان على الشوكولا, لم ينم أحد منذ أيام. |
| O bizi terk ettiğinden beri, bir gece bile doğru dürüst uyumadı. | Open Subtitles | منذ أن غادر هو، أخبرتني أنها: لم تنم مرة واحدة بشكل مُريح |
| 1965 yılında, 17 yaşındaki lise öğrencisi Randy Gardner 264 saat boyunca uyumadı. | TED | في عام 1965 بقي راندي غاردنر، طالب الثانوية البالغ 17 عاماً بقي مستيقظاً لمدة 264 ساعة. |
| Ama Lincoln asla Lincoln Odasında uyumadı. | Open Subtitles | لكن لينكولن لم ينَم قَط في غرفة نوم لينكولن |
| Çıldırmış durumda. İki gündür uyumadı. | Open Subtitles | بالإضافة إلى نفسه فهو لم ينام منذ يومين |
| Dört gündür uyumadı, senden kötü gözüküyor. | Open Subtitles | لم ينم لأربعة أيام تقريباً يبدو أكثر سوءاً منك |
| Prens o gece hiç uyumadı... ama çiftçinin kızının rüyalara dalmasını bekledi... ve sonra da planını gerçekleştirdi. | Open Subtitles | لم ينم الأمير في تلك الليلة.. بل انتظر أن تغرق ابنة الفلاح في عوالم أحلامها.. وعندها بدأ خطّته الحقيقية. |
| Fazla sevindi. Dün gece uyumadı. | Open Subtitles | مغمور بالفرحة لم ينم بالأمس ولو للحظة |
| Bu yüzden dün gece kendi dairesinde uyumadı! | Open Subtitles | لهذا هو لم ينم ليلة امس فى شقته الخاصة |
| Kardeşim geçen hafta10 saatden fazla uyumadı Git, ona onunla ilgili herhangi bir sorun olmadığını söyle. | Open Subtitles | لم ينم اخى اكثر من عشر دقائق متواصله.. ...فى الثلاث اسابيع الماضية.. اذهب انت و اخبره انه بصحه جيدة. |
| Dün gece onun için endişelendim. İyi uyumadı. | Open Subtitles | قلقت عليه ليلة البارحة لم ينم جيداً |
| 10 gündür uyumadı, bir kere bile. | Open Subtitles | و لكنه قال أنه لم ينم خلال 10 أيام |
| Tracy çok yorgun. Geçen gece hiç uyumadı. | Open Subtitles | تراسي" مجهد للغاية" هو لم ينم ليلة البارحة |
| "Aslan o gece hiç uyumadı" diyeyim ben sana. | Open Subtitles | لنقل فقط أن الاسد لم ينم تلك الليلة. |
| Biz İtalyanların! Kızım öyle heyecanlandı ki dün gece uyumadı. | Open Subtitles | إبنتي كانت مبتهجة بسبب السفر، لدرجة أنها لم تنم ليلة البارحة. |
| İyi uyumadı ve annem işe dönmek zorundaydı. Çok yorgunum, tatlım. | Open Subtitles | لم تنم جيداً، وعليا أن أعود الي العمل، لذا أَنا مُتعِبة جداً. |
| İyi uyumadı ve annem işe dönmek zorundaydı. Çok yorgunum, tatlım. | Open Subtitles | لم تنم جيداً، وعليا أن أعود الي العمل، لذا أَنا مُتعِبة جداً. |
| Aiden bütün gece uyumadı, ve bütün gün çok huysuzdu. | Open Subtitles | (إيدن) كان مستيقظاً طوال الليل، وكان "ذراع تدوير" طوال النهار، |
| Yemedi, uyumadı. | Open Subtitles | لم يأكل . لم ينَم |
| Evet, dün gece bir türlü uyumadı. | Open Subtitles | نعم . لم ينام ليلة البارحة لذا |
| Lily, Tavşancık olmadığı için bütün gece uyumadı. | Open Subtitles | ليلي" كانت مستيقظة طوال الليل " لان أرنب لم يكن معها |
| Komutanım, askerler yemek yemedi ve hiç uyumadı. | Open Subtitles | سيدي ، لم يناموا الرجال و لا يمتلكون المؤونة. |