| Evet, bir ilaç daha alması gerek ama eve dönene kadar uyusun istiyorum. | Open Subtitles | أعلم أنّه الوقت لإعطائه جرعة أخرى، لكنّي أريده أن ينام ريثما نعود للبيت. |
| Eğer Hossein'e ihtiyacın yoksa, izin ver biraz uyusun. | Open Subtitles | إذا كانوا لا يحتاجون حسين ، دعه ينام قليلاً ، لم ينم جيداً ، إنه متعَب |
| Yoldan geldi yorgun tabi. Ses etme uyusun az daha. | Open Subtitles | كان يوما طويلا بالنسبة له دعيه ينام قليلا أيضا |
| Onu eve götür, bırak uyusun. | Open Subtitles | أوصلها إلى المنزل و دعها تنام حتى يضيع مفعول جرعة الكحول |
| Bırakalım uyusun. | Open Subtitles | أعتقد بأنه يتوجب علينا أن ندعها تنام الآن. |
| Yatağa çok geç geldin ben de bırakayım biraz uyusun dedim. | Open Subtitles | لقد أويتَ إلى الفراش مؤخراً ففضّلت أن أدعك نائماً. |
| Bırak merhum huzur içinde uyusun, Rotwang... Senin için, benim için olduğu gibi, o ölü... | Open Subtitles | دع الميت يرقد بسلام يا روتوانج , إنها ميتة بالنسبة لي و لك أيضا |
| - Bırak uyusun. Saat kaç? Sabahın 6'sı falan mı? | Open Subtitles | لم لا تتركه ينام كم الساعة السادسة صباحاً |
| Bırakın da birkaç dakika uyusun. Sık sık uyuma ihtiyacı duyar o. | Open Subtitles | دعه ينام قليلا إنه يحتاج إلى النوم كل فترة |
| Evet. Bırakalım uyusun. Daha sonra konuşuruz. | Open Subtitles | نعم , دعنا ندعه ينام سأكلمكِ لاحقاً أضعت الفتى لِمَ لَم أستطع أن أخبرها بأنني أضعت الفتى |
| uyusun diye arabayla öylece dolanıyorduk, sonra birden kendimizi kapınızda bulduk. | Open Subtitles | كنت أقود متجولة به أحاول جعله ينام ثم فجأة تنبّهت، إنّنا أمام باب منزلكِ |
| Hayır, hayır. Bırak uyusun. Okula gidecek. | Open Subtitles | لا، دعيه ينام لديه مدرسة بالغد |
| Yorulan, arabada uyusun. | Open Subtitles | أي شخص ذلك متعب يمكن أن ينام في السيارة |
| Söyle ona bir gözü açık uyusun. | Open Subtitles | نعم قولي له ان ينام بعين واحدة مفتوحة |
| Çürük ağacı oymak yorucudur, bırak uyusun. | Open Subtitles | الخشب المتعفّن من الصعب علاجه دعه ينام |
| Odalarından çıkalım mı? Bırakalım uyusun. | Open Subtitles | هل يجب علينا ان نذهب من هنا وندعها تنام ؟ |
| Bırak uyusun. Tren, saat 8 olmadan kalkmıyor. | Open Subtitles | دعها تنام , لن يُغادر القطار إلا في الثامنة |
| uyusun diye uyumayacaksın! Ölmesin diye öleceksin! | Open Subtitles | لا تنام من أجله لينام ستموت، ومن ثم هو لا يموت |
| Bırak uyusun. Buna ihtiyacı var. Gün doğunca, buradan uzaklaşacağız. | Open Subtitles | دعها تنام , إنها بحاجة للراحة عندما يأتي الصباح , يجب علينا أن نبتعد عن هذا المكان كثيرا |
| Ona biraz ot verdim ki, uyusun. | Open Subtitles | لقد أعطيتها بعض المخدرات، لذا دعها تنام. |
| - Hayır, bırakın uyusun çocuk. - Pardon, sadece yardım etmeye çalışıyordum. | Open Subtitles | لا، دعه نائماً هناك آسف، كان يحاول مساعدة نفسه - |
| Yaşamdan yoksun. Huzur içinde uyusun. | Open Subtitles | .خالي من الحياة أنه يرقد بسلام |
| Evet, doktor öğlene kadar uyusun dedi. | Open Subtitles | نعم، الطبيب قال إنها ستنام حتى الظهيرة |
| Ona dedim ki, bırak uyusun. O da bıraktı kızı, uyuması için. | TED | اخبرته دعها تذهب لتنام, تركها تذهب للنوم |
| Lütfen tanrım hemen uyusun. | Open Subtitles | من فضلك يا رب الذي في السموات اجعلها تخلد الى النوم |
| uyusun da büyüsün ninni... | Open Subtitles | هامتي دامتي جلس على جدار |