| Basitçe, onlara ulaşmamız için uzay ve zaman olarak bizlere çok uzaklar. | Open Subtitles | ببساطة , إنهم بعيدون جداً في الفضاء وفي الزمن بحيث لن يمكننا إيجادهم |
| Kaynaktan yeterince uzaklar. Artan dozlarda etkilenmişler. | Open Subtitles | حسنٌ، إنّهم بعيدون كفايةً عن المصدر، ويتلقّون جرعات زائدة فقط. |
| Ama oldukça uzaklar. | Open Subtitles | لكنهم بعيدون جداً |
| Çünkü davadan o kadar uzaklar ki adamlarin umurunda bile degil. | Open Subtitles | لأنهم بعيدين جدا عن القضية انهم لا يهتمون لها على الإطلاق |
| Bazılarının gerçekten umut vadeden kariyerleri varmış ama çocukları için işi bırakmışlar, şimdi de olaydan o kadar uzaklar ki hiçbir şey yapmıyorlar. | Open Subtitles | أقصد، بعضهم لديهم مهن واعدة لقد أستسلموا ليحظوا بأطفال والأن بعيدين عن المسار سوف يفعلوا أي شيء |
| - Hala çok uzaklar. | Open Subtitles | -هم مازالوا بعيدين جداً |
| Evlerinden uzaklar, | Open Subtitles | هم بعيدون عن منازلهم، |
| - Çok uzaklar ve hızlı hareket ediyorlar. | Open Subtitles | -انهم بعيدون وسريعون |
| - Kimlik kodu için çok uzaklar. | Open Subtitles | -إنّهم بعيدون جداً للتعرف عليهم . |