| Uyum sağlama uzmanlara bırakılmayacak kadar önemlidir. | TED | التكيف هو موضوع اهم من ان يُترك للخبراء. |
| uzmanlara göre evliliğin anahtarı ortak ilgi alanları. | Open Subtitles | السر الحقيقي وفقاً للخبراء هي الاهتمامات المشتركة |
| Halkın çoğu uzmanlara tanıklıkları için para verilmesinin yasal olduğunu bilmez. | Open Subtitles | معظم ما لا يعرفه العامة أنه قانوني أن تدفع للخبراء من أجل شهادتهم |
| Böylesi sorunlar için uzmanlara danışmaya değer, yani bilgisayar bilimcilere. | TED | من أجل تلك المشكلات، يستحق الأمر استشارة الخبراء: علماء الحاسوب. |
| Sorun bizimle ilgili; uzmanlara bağımlı hale geldik. | TED | المشكلة تكمن فينا؛ فلقد أصبحنا مدمنين على الخبراء. |
| Bunu yapmak için, köpek balığı görüşü ve köpek balığı sinir biliminde bazı uzmanlara ihtiyacım vardı ve dünya çapında bir araştırma beni tekrar University of W.A. (Batı Avustralya Üniversitesi)'ya götürdü, | TED | ولفعل ذلك، احتجت بعض الخبراء برؤية القرش والجهاز العصبي للقرش، وبحث عالمي، مرة أخرى، قاد إلى جامعة غرب أستراليا |
| Bir dahaki sefere entrika olayını uzmanlara bırak. | Open Subtitles | -في المرة القادمة دعي المكيدة للخبراء -ما هـذه ؟ |
| uzmanlara göre bu, Aziz Niklas efsanesinin hiç olmadığı kadar gerçek olduğu anlamına geliyor. | Open Subtitles | وفقا للخبراء هذا يعنى بأن رمز القديس "نيكولاس" حى كما لم يكن من قبل |
| uzmanlara bile diplomasi anlatabilir. | Open Subtitles | باستطاعتها تعليم الدبلوماسية للخبراء |
| Bu sorunun yanıtını uzmanlara bırakacağım. | Open Subtitles | سأترك هذه الأجوبة للخبراء |
| Lütfen. Dokunma işini uzmanlara bırakın. | Open Subtitles | من فضلكم، دعوا اللمس للخبراء |
| Tuzakları uzmanlara bırakın. | Open Subtitles | أتركوا تدبير المكائد للخبراء |
| Ama aslında Michael Pollan'ın bu makalede savunduğu nokta tam olarak da buydu -- tam da bütün bunların sorumluluğunu uzmanlara devrettiğimiz zaman, yiyecek sisteminde gördüğümüz türlü karışıklıklara neden oluyoruz. | TED | لكن ذلك كان في الواقع بالتحديد النقطة التي كان مايكل بولان قد حددها في هذا المقال -- كانت بالضبط عندما نقوم بتسليم مسؤولية جميع هذه الأشياء للخبراء حيث تسببنا في هذا النوع من العبث الذي نراه مع نظام الغذاء. |
| Bazı uzmanlara göre bu gizemi, gereken kavrayış ve zekâdan yoksun olduğumuz için çözemeyiz. | TED | بعض الخبراء يرون عدم إمكاننا حل المشكلة لأننا تفتقد المفاهيم والذكاء، فنحن |
| uzmanlara güvenilmemesinin ikinci nedeni uzmanların farklı şeyler söylemeleri. | TED | ثاني سبب لعدم الثقة بالخبراء هو أن الخبراء المختلفين يقولون أشياء مختلفة |
| Kötü hava gizemini koruyor ama bazı uzmanlara göre nedeni güneşteki lekeler. | Open Subtitles | ان سبب هذه الحاله الجويه هو غامض بعض الخبراء يرجعونها الى النقاط الشمسيه |
| Ancak bazı uzmanlara göre stok tehlikeli biçimde fazla değer kazandı. | Open Subtitles | على أية حال, بعض الخبراء يقولون أن الأسهم عالية السعر بشكل خطير |
| - uzmanlara başvurduk, tüm testleri yaptık ancak hala başladığımız yerdeyiz. | Open Subtitles | أحضرنا كل الخبراء .. لم يستطع أحد فهم مرضها |
| Çocuklarda, bazı uzmanlara göre büyüme plakalarını erkenden baskılayarak büyümeyi engeller. | Open Subtitles | وبالنسبة للصغار بعض الخبراء يعتقد أن السترويد قد يُعيق النمو عن طريق إغلاق صفائح النمو نهائياً |
| Hamam böcekleri aslında tropik kökenlidirler ve bazı uzmanlara göre soğuk şehirlerde kışın yaşayamazlar. | Open Subtitles | الصراصير في الأصل كائن إستوائي وبعض الخبراء يقولون إنهم لا يستطيعون النجاة من الشتاء في المدن الباردة. |