| Şimdi ve biraz sonra da belirteceğim gibi bunu sadece garip biri olduğum için sorgulamıyorum, bu sorgulama çok uzun ve hatırı sayılır bir tarihe sahip. | TED | ولا بد أن أقول الآن، سأقولها لاحقًا، ولكني لا أريد أن أرفضها لأني غريب الأطوار، ولكن هذا الرفض له تاريخ طويل و مميز. |
| Bir kareyi alın. Ortadan katlayın, ortadan katlayın, tekrar katlayın, uzun ve dar olana kadar, ve bunun sonunda deriz ki, bu bir kulak. | TED | خذ مربع، أطويه من النصف و أطوي النصف المطوي كذلك إلى أن يصبح طويل و ضيق، وبعد ذلك سنرى في النهاية، ذلك الجنيح |
| Gibson Kurulumu artık standart bir araç, uzun ve kısa DNA parçaları yapabilmek için dünyadaki tüm laboratuvarlarda kullanılıyor. | TED | طريقة جيبسون هي الآن أداة ذهبية أساسية، تستخدم في المختبرات حول العالم لبناء قطع قصيرة وطويلة من الحمض النووي. |
| Şu an hiçbir şey tatlı, uzun ve derin bir uykudan daha güzel olamaz. | Open Subtitles | لا شيء يشعر بالتحسن الآن هذا نوم لطيف ، عميق ، وطويل |
| Acıdan başka bir şey getirmediğini bilerek geçirilen uzun ve boş günler. | Open Subtitles | أيام طويلة و فارغة عندما لم أكن أعيش إلا من خلال الألم |
| Aslında, uzun ve ince olmak... sıcak iklimlerde, sıcaklığın vücuda daha iyi dağılması demektir. | Open Subtitles | حسناً، أطول و أرفع ونشع حرارة أكثر من دفء المكان |
| Hadi ama, buradan Hibernia'ya kadar her çocuk senin uzun ve görkemli saltanatını bilir. | Open Subtitles | بالله عليك ، كل طفل من هنا لهيبـــيرنيا يعرف قصص فترة حكمك الطويلة و المجيدة |
| Kesiklerin hepsi uzun ve derin. | Open Subtitles | كلها جروح عميقة و طويلة |
| Yakında bücür ve şişko olmaktan kurtulup iri yarı, uzun ve bir öküz kadar güçlü olacaksın. | Open Subtitles | قريباً , بدلاً من أنك قصير وسمين ستصبح طويل و كبير و أقوى من الثور |
| Lütfen uzun ve başarılı bir evlilik için en sıcak dileklerimizi kabul edin, Rita ve Rupert. | Open Subtitles | من فضلك تقبل أعمق تهانينا ريتا و جورج لزواج طويل و سعيد |
| Bu, 1985'te de var olan uzun ve eğimli bir yol. | Open Subtitles | إنه امتداد طويل و سيكون موجوداً حتى عام 1985. |
| MOE'NUN BARI Superbowl turnuvasına giden yol uzun ve anlamsızdır. | Open Subtitles | أن الطريق إلى كاس الكرة طويل و بدون إشارات |
| İki şirketimizin uzun ve başarılı evliliklerine. | Open Subtitles | نخب زواج طويل و سعيد ـ و نخب الشركة ـ هل أنت بخير ؟ |
| uzun ve başarılı bir evliliğe iki şirket arasında. | Open Subtitles | نخب زواج طويل و سعيد ـ و نخب الشركة ـ هل أنت بخير ؟ |
| Sen çok uzun ve başarılı bir hayat geçireceksin, bu iyi değil mi? | Open Subtitles | أجل, تبدو لي وكأنك ستحيين حياة مثيرة وطويلة ــ هذا جيد إذن, صحيح؟ |
| İyi peki, beyaz, uzun ve sevimli doğduğum için üzgünüm. | Open Subtitles | حسناً, أنا آسفة أنني ولدت بيضاء اللون وطويلة القامة وجميلة |
| Bilmeni isterim ki, çok uzun ve üretken bir kariyerim var ve bir çok kadınla yattım. | Open Subtitles | في الحقيقة ، اريدكِ أن تعرفي أنه كان لدي تاريخ مثمر وطويل في المواعدة ومارست الجنس خلاله مع الكثير والكثير من النساء |
| Aynı şey vücudun için de geçerli, eğer onu sağlam beslemezsen, uzun ve keyifli bir hayat sürmesini nasıl bekleyebilirsin? | Open Subtitles | نفس الشيء بالنسبة لجسدك: كيف تتوقع لجسدك أن يدوم لفترة حياة طويلة و ممتعة إذا لم تضع أحجار البناء المناسبة؟ |
| Ortalama bir Şilili çocuğun artık daha uzun ve kilolu olduğunu biliyor muydunuz? | Open Subtitles | هل تعلمون بأن معدل الأطفال التشيليين اصبح الآن أطول و أثقل |
| Siz Baş Müfettiş, uzun ve başarılı dedektiflik kariyerinizle bir teori oluşturdunuz, bunu biliyorum. | Open Subtitles | أنت يا سيدي المفتش و وظيفتك في التحري الطويلة و المميزة "لديك نظرياتك أنا أعرف و أنت يا عزيزي "جايمس |
| uzun ve güzel gölgelerle. | Open Subtitles | بضلال جميلة و طويلة |
| Hayır, kolların ön tarafındaki savunma yaraları uzun ve doğrusal. | Open Subtitles | لا، جراح الدفاع على الساعدين طويلة وطوليّة |
| Haksız-Kazanç davaları uzun ve meşakkatli bir süreçtir. | Open Subtitles | محاكمات القضاء العالى عملية طويلة ومؤلمة |
| uzun ve muzaffer yaşa, teğmen. | Open Subtitles | عسى أن تكون رحلتك خالية من الحوادث. العمر المديد لكِ والازدهار، أيتها الملازم. |
| Umarım değilsindir. Ben uzun ve mutlu bir cinsel hayat yaşayacağımı düşünüyorum. | Open Subtitles | اتمنى غير ذلك , انا اتعشم فى حياة جنسية سعيدة مديدة |
| Albay Jack O'Neill, Binbaşı Sam Carter, uzun ve sessiz olan da Teal'c. | Open Subtitles | العقيد جاك أونيل, الرائد سمانثا كارتر والشخص الصامت والطويل تيلك |
| Böylece ağaçlar daha uzun ve hızlı büyüyor ve ormanlar ortaya çıkmaya başlıyor. | Open Subtitles | لذا تنمو الأشجار أسرع وأطول والغابات تبدأ في الظهور |
| uzun ve etkisiz bir araştırma öneriyorum tabi ki vergi mükelleflerinin parasıyla. | Open Subtitles | أقترح إجراء أبحاث مطولة على حساب دفع الضرائب طبعاً |
| Olayın üstünden 14 yıl geçtiği için araştırma uzun ve zor olacak. | Open Subtitles | هذه بالفعل قضية قديمة منذ 14 عاما لذلك سيكون التحقيق طويل وشاق |