| uzun yıllar Swami Satchidananda adlı bir öğretmenle yoga çalıştım, | TED | لقد درست اليوغا لسنوات عديدة مع مدرس يُدعى سوامي ستشيدنايدي |
| Bunu çok uzun yıllar yaptıktan sonra keşfettim ki, gerçeğin arkasında sihirli bir dünya var. | TED | وجدت بعد قيامي بهذا لسنوات عديدة أن هناك عالما سحريا خلف العالم الحقيقي |
| O kıpkırmızı elbiseyi uzun yıllar kıpkırmızı tutan bu ağır kimyasallar. | TED | إن تلك المواد القاسية هي ما تحافظ على لون الفستان الأحمر زاهياً لعدة سنوات. |
| uzun yıllar önceydi. Halat kopmuştu. | Open Subtitles | كان هذا منذ عدة سنوات مضت ، لقد قطع الحبل |
| uzun yıllar araştırdıktan sonra, bunu yapan ajanın kimliğini öğrenebildim. | Open Subtitles | وبقيت على هذا الحال لسنوات طويلة. وأخيراً,عرفت اسم هذا الجاسوس. |
| Evet. uzun yıllar bekledik ama sonunda yüce Tanrı, bize gerçek bir aile lütfetti. | Open Subtitles | نعم ، انتظرنا سنوات طويلة ، لكن الرب أخيراً أنعم علينا بعائلة حقيقية |
| uzun yıllar öncesinden. Matthew aracılığıyla tanıştım onunla. | Open Subtitles | منذ سنوات عدة ,وقد عرفتها من خلال ماثيو. |
| Çok uzun yıllar önce kaybettiğim onurumun geri geldiğini hissediyorum." | TED | أشعر أن لدي كرامة كنت قد فقدتها منذ زمن طويل |
| Avrupa'da gördüğümüz uzun yıllar bizimle beraber olacak. | TED | ما رأيناه في أوروبا سيكون حاضراً معنا لسنوات عديدة. |
| O ve Anna uzun yıllar etle tırnak gibiydiler. | Open Subtitles | كانت هي و آنا لم يفارقا بعضهِما لسنوات عديدة |
| Burada daha uzun yıllar gelişip, ilerleyeceğine eminim. | Open Subtitles | أنا واثق من أنك ستزدهر في هذا المكان لسنوات عديدة |
| Politik görüşleri, uzun yıllar sürgünde yaşamasına neden oldu. Şili'ye 1952'de dönebildi. | TED | أدت سياسته إلى نفيه لعدة سنوات قبل أن يصبح قادراً على العودة إلى تشيلي عام 1952. |
| uzun yıllar yaşadığım Doğu Londra'nın yoksul bir kısmında pratisyen. | TED | وهو مُمارس عام في منطقة فقيرة في شرق لندن، حيث كنت أعيش لعدة سنوات. |
| Sonuçlanan trajedi, aileyi uzun yıllar boyunca sarsıntıya uğratıyor. | TED | المأساة التي نتجت عن ذلك تسببت في صدمة للعائلة لعدة سنوات قادمة. |
| Karşılaştık, Bay Filby. Tam burada, uzun yıllar önce. | Open Subtitles | ذلك ما احتاجه دكتور فليبى هناك منذ عدة سنوات |
| Kaltak senin aklını başından beri oh, uzun yıllar önceydi. | Open Subtitles | منذ ان هجرتك تلك العاهره من عدة سنوات مضت |
| Biliyorsun, uzun yıllar esaret altında kalmaktan umudumu yitirmeye başlamıştım. | Open Subtitles | تعرفين, أن تكوني محبوسة لسنوات طويلة وقتها بدأت أفقد الأمل, |
| Eminim ki hâkimlerin size tepeden baktığı uzun yıllar geçirdiniz. | Open Subtitles | أنا متأكدة من أنك قضيت سنوات طويلة جدا ينظر إليك فيها القضاة منأعلى.. |
| uzun yıllar önce, babam ailenin hizmetkârı olduğu dönemde... | Open Subtitles | قبل سنوات عدة عندما كان أبي كبير الخدم في هذه العائلة |
| O şövalye yaralarından dolayı uzun yıllar önce öldü. Bu çok kötü. | Open Subtitles | ـ ذلك الفارس مات متأثرا بجروحه منذ زمن طويل ـ هذا محزن حقا |
| Çok uzun yıllar önce kimin savaşı kazanıp kaybettiğinin önemi yok. | Open Subtitles | لا يهمّ من خسر الحرب أو انتصر فيها منذ سنوات كثيرة |
| Ama artık böyle bir yer değil, bu uzun yıllar önceydi. | Open Subtitles | إنّه ليس كذلك الآن, ولقد كان هذا منذ سنوات وسنوات عديدة. |
| Üremi mi deniyordu? Çok ciddi bir hastalıktır ve oluşması genelde uzun yıllar alır. | Open Subtitles | مرض خطير جداً ، يتطلب سنوات عديدة حتى يظهر |
| Yine de kurallarına uymamanız halinde uzun yıllar mahkemeden çıkmayabilirsiniz. | Open Subtitles | مع ذلك، إذا تورطت في فعل هذا، يمكنه أن يدخلك المحكمة لأعوام. |
| uzun yıllar sonra, guru çocuk sahibi olacağımızı müjdeledi. | Open Subtitles | . بعد كل تلك السنوات مع بركة غوروجي سنحظى بطفل |
| Benim öngörülebilir mantıksızlığa ilgim uzun yıllar önce hastanede başladı. | TED | وقد بدأ اهتمامي بالسلوك غير العقلاني منذ عدة أعوام حين كنت في المستشفى. |
| uzun yıllar süren araştırmalar sonucu sizlere cevabı sunuyorum. | Open Subtitles | بعد سنوات من البحث والتعب اقدم لك الجواب |
| Ama daha uzun yıllar ölmeyeceğim. | Open Subtitles | ولكنني لن أموت إلا بعد سنوات طوال |