| Büyürken vücudunla ilgili bir sorun yaşadın mı, | TED | هل كانت لديك مشاكل مع جسدك وأنت تكبرين؟ |
| Hepimiz biliyoruz ki vücudunla para kazanman gerekirse açlıktan ölürsün. | Open Subtitles | هيّا، كلّنا نعلم بأنّك ستموتين جوعاً قبل أن ترتزقي من خلال جسدك |
| Sanırım senin vücudunla ilgili bir sorunum olmadığında karar kılmıştık. | Open Subtitles | أظن أننا خضنا في حديث أنه لا توجد مشكلة في جسدك |
| Denir ki, bir kadın alevler içerisinde yanıyorsa onu yerde yuvarlayıp, üzerini kendi vücudunla örtmelisin. | Open Subtitles | يقولون أنهُ عندما تكون المرأة هائجة من المُفترض أن تطويها على الأرض ، وتُغطّيها بجسدك |
| Arka ayağınla kendini hazırla ve bütün vücudunla hızlıca ileri doğru atıl. Pekala, Gabrielle. | Open Subtitles | استندي بقدمكِ الخلفية ثم اندفعي بجسدكِ كله |
| Güvenilir doğan ufacık vücudunla eşleşince öyle oluyor. | Open Subtitles | طبيعتكِ الوثـّاقة مع جسدكِ الصغير |
| Sana o yüzden vücut çalış diyorum ya. Böylece vücudunla ilgilenecekler. | Open Subtitles | ، لهذا يجب أن تستمر سوف يريدونك يوماً لجسدك |
| Mutsuz olabilirsin ama bunun vücudunla hiçbir ilgisi yok. | Open Subtitles | ربما تكونى غير سعيده .. ولكن لا علاقة لذلك بجسمك |
| Biliyorum vücudunla barışıksın ama ben değilim. | Open Subtitles | أعلـم أنـك مرتـاحة مـع جسدك لكنـي لست كذلك |
| Görünüşe bakılırsa koruyucu giysin vücudunla birleşmiş ama üstünde çalışıyoruz. | Open Subtitles | يبدو ان بدلة البيئه انصهرت مع جسدك ولكننا نعمل على ذلك |
| Görünüşe bakılırsa koruma kıyafetin vücudunla bir bütün olmuş... ama bunu halletmek için çalışıyoruz. | Open Subtitles | يبدو أنه تلك البيئة تنصهر مع جسدك, لكننا نعمل على ذلك |
| Sonra, vücudunla söylediğin şeyler geliyor daha sonra da, derin mevzular. | Open Subtitles | لكن هناك العديد من الأشياء التي تحاولين قولها من خلال جسدك ثم تصلين للعمق الأشياء التي تحاولين ألا تقوليها |
| Herşeyi hisset tüm vücudunla | Open Subtitles | الشعور الكبير, الهائل الذي يملأ كل جسدك |
| Ayrıca senin vücudunla birine vurduğum için de özür dilerim. | Open Subtitles | واعتذر لأني ضربت رجلا باستخدام جسدك |
| vücudunla ilgili bir şey değil bu. | Open Subtitles | ليس ثمة أونصة من السمنة على جسدك |
| Bana yemin ettin, gerekirse beni vücudunla koruyacağına söz verdin. | Open Subtitles | لقد اقسمت لي لقد وعدتني بأن تحميني بجسدك إذا تطلب الأمر ذلك |
| vücudunla yaptıkların, işin üçte biri. | Open Subtitles | ماتقوم به بجسدك من قتال هو ثلثُ المهمّة. |
| vücudunla ruhunun sorunsuz bir şekilde birleştiğini nereden bileceğiz. | Open Subtitles | أنّى وحّدنا روحك بجسدك بلا عقبات؟ |
| Bunlar vücudunla kazandığın iğrenç paralar mı? | Open Subtitles | أذلك هو الربح القذر الذى كسبتيه بجسدكِ ؟ |
| İstersen çorap ör, istersen de seksi vücudunla insanları şaşırt. | Open Subtitles | يمكنكِ ان تبهري الناس بجسدكِ الجميل |
| Tüm vücudunla hissettiğin bir şey bu. | Open Subtitles | شيء تشعرين به يهز جسدكِ كله. |
| Sana o yüzden vücut çalış diyorum ya. Böylece vücudunla ilgilenecekler. | Open Subtitles | ، لهذا يجب أن تستمر سوف يريدونك يوماً لجسدك |
| Yani sonuçta, biz öldükten sonra senin vücudunla ne yapacaklarını konuşuyoruz, değil mi? | Open Subtitles | أعني بعد كل شيء، نحن نتحدث عن الذس سيفعلونه بجسمك بعد الموت، أليس كذلك؟ |
| Centilmenlik, kendi vücudunla rahat olmak demektir. | Open Subtitles | بل يتعلق بكونك على وِفاق مع ما أنت عليه |