| Basit, bu sizin Vücudunuz ve ona ne yapacağınıza siz karar verirsiniz. | TED | الموضوع بسيط، إنه جسمك أنت وأنت هو من يقرر الأفضل بالنسبة له |
| Birden Vücudunuz Geiger sayacı gibi herşeye tepki verir... yiyeceklere, havaya, herşeye. | Open Subtitles | ثم فجأة، يصيبك المرض ويبدأ جسمك بالتفاعل لكلشيءكالجهازالحساس، الطعام، الهواء، كل شيء |
| Ve bu şu anlama geliyor; artık Vücudunuz daha fazla stresle başa çıkabilir ve kendini daha çabuk iyileştirebilir. | TED | للمرونة الجسدية، مما يعني أن جسمك يمكن أن يتحمل المزيد من الضغط، ويشفي نفسه بشكل أسرع |
| Yeterince çok sayıda hücrenin Vücudunuz dışında üremesini sağlayamıyorduk. | TED | لم يكن في مقدورنا الحصول على ما يكفي من خلاياك لنزرعها خارج جسدك. |
| Şunu diyeyim, Vücudunuz harika. Çünkü temel ihtiyaçlara sahip. | TED | حسنا، يبدو جسدك رائعا. لأن لديك هذه الاحتياجات الأساسية. |
| İnanın ya da inanmayın, aslında Vücudunuz şu anda bile sizi koruyor. | Open Subtitles | صدّقي ذلك أم لا فإنّ جسدكِ يقوم بحمايتكِ الآن |
| Şimdi, kan basıncında gördüğümüz bir problem, kan basıncını sabit tutabilmek için Vücudunuz yapabileceği her şeyi yapar. | TED | الأن, إحدى المشاكل في النظر إلى ضغط الدم هو أن جسمك يفعل كل شيء يستطيع للحفاظ على ضغط الدم في المستوى نفسه. |
| Eğer bacağınız kesilmişse ve kan kaybetmişseniz, Vücudunuz tedbirli davranır, kalp atış hızınız artar, kan basıncını yüksek tutabilmek için yapabileceği her şeyi yapar. | TED | إذا قُطعت ساقك وفقدت دم، سوف يضيق جسمك الخناق، ويرفع معدل ضربات القلب، يقوم بكل ما في وسعه للحفاظ على ضغط الدم مرتفع. |
| Yani 20'li yaşlarınızda kendinizi Vücudunuz ve seçenekleriniz hakkında eğitecek zamanınız var. | TED | لذا فإن العشرينيات من عمرك هو العمر لتتثقف به عن جسمك و آرائك. |
| Evet, çılgınca biliyorum ama Vücudunuz bir molekülün kâğıt üzerinde neye benzediğini umursamaz. | TED | أعلم أن ذلك قد يبدو جنوناً ولكن جسمك لا يهتم بشكل الجزيء الذي يبدو عليه على الورق |
| Bir arabada seyahat ederken, Vücudunuz iki farklı mesaj alır. | TED | حين تسافر في سيارة، تصل رسالتان مختلفتان إلى جسمك. |
| Kas dokusuna ne kadar zarar verirseniz, Vücudunuz iyileştirmek için o kadar çok gereksinim duyacaktır. | TED | كلّما كان تلف النسيج العضلي أكبر، كلّما زادت حاجة جسمك لإصلاح نفسه. |
| Düzgün beslenme, hormon ve dinlenme olmadan, Vücudunuz asla yıkım yaşayan kas liflerini iyileştiremeyecektir. | TED | بدون تغذية سليمة، وهرمونات، و راحة، فإنّ جسمك لن يكون قادراً أبداً على ترميم الألياف العضلية التالفة. |
| Isıya duyarlı alıcılar harekete geçirildiğinde Vücudunuz tehlikeli bir ısı kaynağıyla temas ettiğini düşünür ve buna göre tepki verir. | TED | عندما يتم تفعيل هذه المستقبلات حساسة بالحرارة، سيعتقد جسدك أنه على تماس مع مصدر حراري خطِر وسيستجيب وفقاً لذلك. |
| Gerçek Vücudunuz yatıyorken yüzdüğünüze, uçtuğunuza veya çıplak ellerle canavarlarla savaştığınıza inanabilirsiniz. | TED | فيمكن أن تصدّق أنك تسبح أو تطير أو تحارب الوحوش بيديك العاريتين، في حين يكون جسدك الحقيقي مستلقيًا في السرير. |
| oturma süresi uzadıkça Vücudunuz tekrar ayağa kalkıp | TED | وكلما أطلت البقاء كلما أصبح جسدك أكثر اهتياجًا |
| Ya bu kötü saldırıyı Vücudunuz kendi tetikliyorsa? | TED | ماذا لو كان جسدك ذاته هو من يقود هذا العدوان الضاري ضدك؟ |
| Şimdi bunu öğreniyorsunuz. Vücudunuz öğreniyor. | Open Subtitles | هذا ما تعلمته اليوم هذا ما تعلمه جسدك اليوم |
| Şimdi bunu öğreniyorsunuz. Vücudunuz öğreniyor. | Open Subtitles | هذا ما تعلمته اليوم هذا ما تعلمه جسدك اليوم |
| Vücudunuz büyük bir sarsıntı atlattı. | Open Subtitles | إسمعي, لقد مر جسدكِ بالعديد من الصدمات |
| Söylemem gerek, yaşlı bir beyefendi için taş gibi Vücudunuz var. | Open Subtitles | علي أن أقول، بالنسبة لرجل مُسن فجسدك لائق للغاية |
| Vücudunuz yakın zamanda herhangi bir hamilelik durumu yaşamamış. | Open Subtitles | جسدِك لم يكن حامل في الماضي القريب |
| Vücudunuz kesinlikle harabe de olacak! | Open Subtitles | جسمكَ بالتأكيد سيَكُونُ في الخرابِ أيضاً |
| Ve diyordum ki, siz bu molekülü pek iyi tanımıyorsunuz. Ama Vücudunuz çok iyi biliyor. | TED | لأقول أنتم لا تعرفون هذا الجزي جيداً ولكن أجسادكم تعرفه جيداً جداً |
| Büyük ihtimalle Vücudunuz her an kanserleşiyor. Ama vücudunuzda bu durumu kontrol altında tutacak çok fazla savunma sistemi de var. | TED | و يحتمل أن أجسامكم تسرطن كل الوقت. لكن هناك أنظمة كثيرة في أجسامكم التي تسيطر عليها. |
| Ayrıca hayatınız düzensizleşirse örneğin yemek yeme alışkanlıklarınız değişirse hormonal dengeniz yavaş yavaş alt üst oluyor, ...ve Vücudunuz erkekleşebiliyormuş. | Open Subtitles | عندما تصبح حياتك فوضى بعض الشيء على سبيل المثال اختلال نظامك الغذائي عندها التوازن الهرمون الخاص بك قد يتلخبط |