| Engin ormanlar ve eşsiz vahşi hayat onların sığınağı. | Open Subtitles | لغاباتها الواسعة. . و مأوى الحياة البرية الفريدة |
| Büyükşehir polisi buradaki kayıpları aramakla görevlidir ve vahşi hayat tarafından yok edilmeden delilleri bulacaktır. | Open Subtitles | أولئك الشرطة من المدينة الكبيرة سيأتون إلى هنا وسيجدون كل هذه الأدلة قبل أن تأكلها الحياة البرية |
| Muazzam miktar ve çeşitlilikte vahşi hayat... tüm dünyadan ziyaretçi çekiyordu. | Open Subtitles | يتوافد عليها الزوار من جميع أنحاء العالم، منجذبون بواسطة مجموعة واسعة ووفرة الحياة البرية. |
| Lewa vahşi hayat Koruma'dakiler gibi... çoğu silahlı koruma altında. | Open Subtitles | بدرجة كبيرة، مثل هؤلاء، في جماعة الحفاظ على الحياة البرّيّة في (لوا) تحت حراسة مسلحة. |
| Bu onların normlarının dışında olabilir. Sanki şu yaşlı vahşi hayat araştırmacılarından biri gibi | Open Subtitles | لأخرجهم عن التقليدي مثل مستكشفي الحياة البرية |
| vahşi hayat ve bu tarz şeyler için bilgi toplamayı biliyorum. | Open Subtitles | لجمع المعلومات عن الحياة البرية |
| Tecrübeli vahşi hayat kamermanı Martyn Colbeck... | Open Subtitles | مصور الحياة البرية المخضرم مارتن كولبيك" إمتطى رِكَابَ التحدي" |
| vahşi hayat çok hoşuma gitti. | Open Subtitles | وأحب الحياة البرية هنا |
| ..vahşi hayat komisyonundan. | Open Subtitles | من هيئة حماية الحياة البرية |
| Balık ve vahşi hayat Bölümü dalga geçmez, Ajan Booth. | Open Subtitles | أنتِ تمزحين إن مديرية الأسماك و الحياة البرية لا تمزح أيها العميل (بوث) |
| Sen vahşi hayat kulübünü yönetin. | Open Subtitles | أنت ترأس نادي الحياة البرية |
| Maasailerden biri haber verdi... biz de Kenya vahşi hayat Hizmetleri'yle iş birliği yaptık. | Open Subtitles | (الماساي) أبلغنا عنها و كان يجب علينا أن نوحّد المجهودات مع الناس المعنيين بخدمات الحياة البرّيّة في كينيا. |