| Seni ondan korumak için, vaktinde dönerim. -Hoşça kal, sevgilim. | Open Subtitles | لا تقلقى يا عزيزتى سأعود فى الوقت المناسب لحمايتكِ منها |
| — İyi ki onu vaktinde hastaneye almışız. — Peki nesi var? Suçiçeği. | Open Subtitles | ــ جيد أننا نقلناها إلى المستشفى في الوقت المناسب ــ ولكن ما خطبها؟ |
| Biliyor musun, günün en iyi vardiyasını sana veriyorum yine de vaktinde gelemiyorsun. | Open Subtitles | ،أتعلمين، أنني أمنحكِ نوبة جيدة باليوم .وأنتِ مازلتِ لا تحضرين في الوقت المناسب |
| Şelalenin çok uzağına gitme, tam vaktinde orada olacağım. | Open Subtitles | لا تتجولين بعيداً عن الشلال , وكوني هناك في الوقت المحدد |
| Takip ekibini atlatmalı ve yakalanmadan vaktinde bayrağa ulaşmalısınız; | Open Subtitles | أنت يَجِبُ أَنْ تَتجنّبَ إمساكك من قبل ضباط المتابعة وتصل إلى العلم في الوقت المحدد |
| Asla bir randevuyu kaçırmazdı. Her zaman vaktinde gelirdi. | Open Subtitles | لم يتخلف عن موعده مطلقاً دائماً يتواجد في الموعد المحدد |
| Maalesef öğle yemeğini kaçırdınız ancak yukarıya yardım için tam vaktinde geldiniz. | Open Subtitles | أخشى أنك فوتت الغداء ولكنك عدت في الوقت المناسب للمساعدة في الأعلى |
| Endişelenme, sevgilim. Seni ondan korumak için, vaktinde dönerim. | Open Subtitles | لا تقلقى يا عزيزتى سأعود فى الوقت المناسب لحمايتكِ منها |
| Saldırı daha başlamadı. Tam vaktinde geldiniz. | Open Subtitles | إطلاق النار لم يبدأ بعد ولكنكم لازلتم في الوقت المناسب |
| Neyse, bence bu kadın tam vaktinde kurtuldu çünkü bak. Burada da var. | Open Subtitles | خرجت من المحطة في الوقت المناسب، حسنًا، لأن أنظر ها هي ذا مجددًا |
| Hepsi vaktinde orada olur mu? | TED | هل تصل جميع هذه الأجزاء في الوقت المناسب؟ |
| Merhaba baylar, vaktinde geldiğiniz için teşekkürler. | Open Subtitles | مرحبا بكم ، شكرا لحضوركم في الوقت المحدد |
| Yedi buçukta demişti. vaktinde gelir sanırım. | Open Subtitles | قال في السابعة والنصف، أعتقد أنه سيأتي هنا في الوقت المحدد |
| Tam vaktinde geldin. Hiç güzel sesler duymadın mı? | Open Subtitles | أتيت في الوقت المحدد ألم تستمع أي أصوات جميلة |
| Oraya vaktinde vardım. Sana bunu anlatmıştım. | Open Subtitles | في الواقع، لقد وصلت هناك في الموعد لقد أخبرتك بذلك |
| Hey Ray, Ritter'ı ara ve uçağın vaktinde ineceğinden emin ol. | Open Subtitles | يا راي , اتصل بريتر , وتاكد من انه سيحضر الطائرة بالوقت المناسب |
| Evet, ona bir kartpostal göndeririz çünkü rüzgar tam vaktinde geldi. | Open Subtitles | حسناً، أرسل له بطاقة بريدية لأن الرياح جاءت بالوقت المحدد |
| Sen 10 millik gökdelenler inşa ediyor olacaksın, asla vaktinde inmeyi başaramazsın. | Open Subtitles | خينئذ ستكون تبنى ناطحات سحاب بارتفاع 10 أميال لن تتمكن أبداً من النزول فى الموعد المحدد |
| Gecenin bu vaktinde burada olmak iyi bir fikir mi sence? | Open Subtitles | أتظنين أن وجودك هنا في هذا الوقت من الليل فكرة جيدة؟ |
| Kirayı her zaman vaktinde öder ve hiçbir şeyden şikayet etmezdi. | Open Subtitles | يدفع في وقته المحدّد ولم يشتكي من شيء أبدًا |
| Mezuniyetim için vaktinde gelemeyeceksin diye endişelenmeye başlamıştım. | Open Subtitles | أنا كُنْتُ أَبْدأُ قَلْق بأنّك ما كُنْتَ سَيَجْعلُه خلفي بمرور الوقت لتخّرجِي. |
| Kumarhanede. Aracın tam vaktinde yola çıktığından emin olacağım. | Open Subtitles | فى الملهى تأكد من أن الشاحنة ستغادر فى الميعاد المحدد |
| [O'Bannon] İşte orada, tam vaktinde, işçi ücreti olan bi çuval parayı taşıyor. | Open Subtitles | ها هو قادم فى ميعاده بالضبط ويحمل مبالغ الرواتب الكبيرة |
| Özel vaktinde ne yaptığın kimseyi ilgilendirmez. | Open Subtitles | ماتقوم به في وقتك الخاص ليس من شأن اي احد |
| Tam vaktinde geldin, stajyer. | Open Subtitles | تماماً في موعدك ، أيها المجنّد |
| Kimse bu yardım toplantılarının vaktinde başlamasını beklemez. | Open Subtitles | كنت متأخراً و لم يتوقع أحد أن يبدأ حفل تجميع تبرعات في موعده |