| vakum olmasını sağlamak veya vakuma yaklaşık olmak sadece bir atmosfer. | TED | الوصول إلى الفراغ يعني ضغطًا جويًا واحدًا، أو قريبًا من الفراغ. |
| Onları durdurmanızın bir yolu habitata acil durum vakum nozulu yerleştirip serbest kalmadan önce karıncaları emmek. | TED | فرصتك الوحيدة لإيقافهم هيّ أن تُقحم أنبوبي شفط الطوارئ في الممر وسحب النمل إلى الخارج قبل أن يشنّوا هجوم. |
| Yani, bizde vakum makinesi yok ya da diğer elektrikli küçük aletler. | Open Subtitles | حسناً ، ليست لدينا آلة الشفط أو أى من الأجهزة الإلكترونية الأخرى |
| Dış basınç binaya geldikçe vakum etkisi yapar. | Open Subtitles | ستحصل على إمتصاص أيضاً وهذا سيزيد المشكلة |
| - Bir vakum aleti daha getirin. - Ağzından kan geliyor. | Open Subtitles | ـ ضع جهاز امتصاص آخر ـ بدأ الدم يخرج من فمها |
| Açtığımda hemen vakum istiyorum. Süngerleri de hazırlayın. | Open Subtitles | فى نفس لحظة دخولى,ابدئى فى الشفط و اضافى بعض اسفنجات الامتصاص |
| - Evet, vakum lütfen. | Open Subtitles | ــ تلك الحديقة الجديدة التي في ــ نعم ، أحتاج إلى مزيد من الإمتصاص هُنا |
| "Onların çatışmacı isteklerinden doğan vakum beyinlerimizdeki tüm havayı çekmiş olabilir." | Open Subtitles | أن الفراغ الناجم من تشابك إرادتهم أمتص كل الهواء من دماغنا |
| Gazı tünelden emip çıkartacak devasa boyutta bir gaz bacası yapmam gerekecek tıpkı bir vakum gibi, petrol sahalarındakine benzer. | Open Subtitles | سأقوم بصنع حارق ضخم الحجم ليمتص شطط الغاز من الأنفاق الأرضية و يحرقه في الفراغ مثلما يحصل في حقول النفط |
| Böyle bir vakum içinde de şiddetli, toleranssız güçler büyüyecektir. | TED | وفي ذلك الفراغ تزداد القوى العنيفة المتعصبة. |
| Sol subklavyeni ayır. vakum. | Open Subtitles | تم عزل الجزء الذي تحت الترقوة شفط |
| Tamamdır. Jesse, vakum, lütfen. | Open Subtitles | وجدته , ابتعد, جيسي شفط من فضلك. |
| - Birinci vakum işlemini. başlatmaya hazırlan - Tamam. | Open Subtitles | جهز خاصية الشفط القصوى حسنا يا رفاق, أستعدوا |
| Buraya biraz vakum alabilir miyim, lütfen? | Open Subtitles | حسناً, أيمكن أن أحصل على إمتصاص أكبر هنا ؟ |
| 18 inçlik karbon kablo ve titanyum vakum ağızıyla kesik ayağına bağlanmış birisiyim. | Open Subtitles | أنا 45 سم من ألياف الكربون والتيتانوم... متصلة بطرف متبقي بواسطة قدح إمتصاص. |
| İçini dışına çıkaracak kadar kuvvetli bir vakum yaratmış. | Open Subtitles | وكونت امتصاص جعلها تنسحب من الخارج الى الداخل |
| Bunu daha önce sahada görmüştüm. vakum. | Open Subtitles | لقد رأيت هذا سابقا فى الميدان امتصاص |
| Buraya vakum rica edebilir miyim? | Open Subtitles | هل يمكنني الحصول على بعض الامتصاص هنا |
| - Evet, vakum lütfen. | Open Subtitles | ــ تلك الحديقة الجديدة التي في ــ نعم ، أحتاج إلى مزيد من الإمتصاص هُنا |
| Ama bence bilmelisiniz ki Pentagon bu vakum enerjisine karşı çok ilgilidir. | Open Subtitles | أظهرت وزارة الدفاع اهتماما كبيرا بالطاقة الفراغية. |
| Dalağını çıkardım. vakum aletini getirin. | Open Subtitles | إن ليس هنالك دم بالطحال , إجلب المضخة. |
| Yani aslında otomatik olarak su tablasına dayanacak kadar iyi bir su tablası inşa ederseniz, otomatik olarak vakum tutmaya muktedir oluyor. | TED | في الواقع، يتبيّن أنه بشكل تلقائي، إذا أنشأت نفقًا جيدًا بما يكفي لمقاومة منسوب المياه الجوفية، فسيكون تلقائيًا قادرًا على مقاومة التفريغ. |
| Sen ve karanlık birbirinizden ayrısınız çünkü karanlık bir hiçliğin parçası, bir vakum. | Open Subtitles | أنت والظلام تتميزان عن بعضكما لأن الظلامَ هو غياب شيء هو عبارة عن فراغ |
| Simdi siz onu vakum pompasi olarak adlandiriyorsunuz; onu vakum olarak adlandirmisti | TED | الآن تسمى مضخة الفراغ؛ أطلق عليه فراغا. |
| Muazzam gücünü, vakum enerjisinden ürettiğini tespit ettim alt-uzay zamanının kendi kendine işleyen bir alanından. | Open Subtitles | أنه يولد قوته الهائلة مِن طاقة الفراغِ مِن منطقة مكتفية ذاتياً في الفضاءِ الثانويِ. |
| vakum gibidir. Bir defada 3, 4 gram çeker. | Open Subtitles | انه شفاط يا جينو انه يشم من ثلاثة الى اربعة جرام كل مرة |
| Görünüşe bakılırsa acil durumlar için hava basınçlı vakum tüpü iletişim sistemimiz var. | Open Subtitles | ... وعلى ما يبدو لدينا نظام اتصالات أنبوبي مفرّغ للهواء لحالات الطوارئ |