| Olsa olsa, okaliptus mum ağacı, tarçın ve vanilyanın koku saldırısı olur. | Open Subtitles | هذا عبارة عن اعتداء نشاز من نبات الإيكيليبتس ،ورق الغار القرفة و الفانيلا |
| vanilyanın yumuşak girdabı ve şeker ile kurabiyenin sert çıtırlığı. | Open Subtitles | الفانيلا المخفوقة جيدا مع مسحوق الحلوى والكيك |
| Bu Josik denen herif vanilyanın tadını Tayland baharatına çevirir. | Open Subtitles | هذا الفتى يمكنه جعل مذاق الفانيلا مثل التوابل التايلاندية |
| Sana söylemem gerek ki, belki göt deliğinde gelebilir ama ormanın zeminini, tüm baharatları ve vanilyanın izlerini taşıyor. | Open Subtitles | ولكن علي اخبارك، قد يأتي من أنبوب لتبادل إطلاق النار لكن يمكنك الحصول على الفانيليا وجميع التوابل،من أرض الغابة |
| Kahretsin bu vanilyanın ne hünerleri var öyle. | Open Subtitles | اللعنة، فتاة الفانيليا لديها المهاراتِ. |
| vanilyanın kokusuna bayılır. | Open Subtitles | تحب رائحة الفانيلا |