| Asiller gelecek, Vanity Fair ve Times dergilerinde seninle ilgili makaleler olacak. | Open Subtitles | الإتاوات القادمة، تتحدث عنك في مجلة فانيتي فير , مجلة الوقت أيضا |
| Vanity Fair, beni en güçlü 30 yapımcıdan birisi seçti. | Open Subtitles | فانيتي فير اتصل بي واحد من 30 أقوى منتجي الجزاء. |
| Vanity kapağı için Bay Coudair ile görüşebilir miyim? | Open Subtitles | أيمكنني مقابلة السيد كودير بخصوص غلاف فانيتي ؟ |
| Bir tanesi Vanity Fair'de oynadı. Bir tanesi bir sahne yıldızının kızı. | Open Subtitles | احداهن كانت في فانتي فير إحداهن كانت مبتدئة |
| Hey, az önce e-posta geldi. Vanity Fair seni istiyor. En güçlü otuz yapımcı konusu için. | Open Subtitles | لدي رسالة إلكترونية لك ، فانيتي فير تريدك ضمن حملة تصويرها لأفضل 30 منتجاً ، فما رأيك ؟ |
| - Vanity Fair'da bile iş bulabilirsin. | Open Subtitles | يمكن أن تحصل على وظيفة في مجلة فانيتي فير. |
| Tanımadığımız bize sırıtan, aptal aptal bakan bir oda dolusu insanı ya da Vanity Fair'e çıkmayı mı bekliyoruz? | Open Subtitles | أننتظر غرفة مليئة بأشخاص مبتسمين لا نعرفهم ويحدقون بنا, ويهزأون بنا, أم بعض الجموع في فانيتي فاير؟ |
| Vanity Fair'den ilk ödememi nihayet aldım, sanırım kendi yerime geçmemin ve senin de hayatına dönmene izin vermemin zamanı geldi. | Open Subtitles | لقد حصلت اخيراً علي اول مبلغ من "فانيتي فير" واعتقد ان هذا هو الوقت لايجاد مكان خاص بي واترُكِك لترجعي لحياتك |
| İki MVP'liğim var ve Vanity Fair'in kapağına çıktım. | Open Subtitles | اثنين من المتميزين، صفحة الغطاء من مجلة فانيتي فير |
| O değil, şu Vanity Fair'ın geçen ayki sayısına benziyor. | Open Subtitles | كلا , ذلك يبدو اصدار الشهر الماضي لمجلة "فانيتي فير" |
| Vanity Fair dergisinin editörü olmuş, döneminin fenomen haline gelmiş kadınlarından. | TED | و كانت محررة لمجلة "فانيتي فاير"، هي واحدة من أعظم النساء في وقتها. |
| " Vanity'nin Altın Gelini. 50. yıldönümünde, Vanity'ye kapak olacak kızı, şöhret ve servet bekliyor. | Open Subtitles | فانيتي لزفاف الفتيات الذهبية ... الشهرة والثروة تنتظر الفتاة |
| Bir keresinde Vanity Fair'da hesaplı olmanın şu an moda olduğunu okudum. | Open Subtitles | كنت اقرأ "فانيتي فير" ذات مرة والسير وفق الميزانية .. |
| "Vanity Fair" ya da "The New Yorker" dedi diye burada çalışamayacağım anlamına gelmez. | Open Subtitles | ظننت أنها تعني مجلة "فانيتي فير أو مجلة "نيويوركر ولكن هذا لا يعني إنها لم تستخدم كل علاقاتها |
| Jeremiah roman yazarı olduğundan beri "Vanity Fair" için film eleştirileri yazıyor. | Open Subtitles | أنا لا أعتقد ذلك. قبل أن يصبح "جرمايا هاريس " روائياً كان يكتب مراجعات أفلام لمجلة "فانيتي فير" |
| Cam, Vanity Fair dergisinin üzerine evlat edindirme kurumuyla ilgili karaladığın şey nedir? | Open Subtitles | (كيم)، ما هذه الملاحظة على مجلة (فانيتي فير) ؟ -حول وكالة التبني ؟ |
| "Vanity Fair"den bir muhabir gelecekti de bugün. | Open Subtitles | لدينا مُراسل من "فانيتي فير" سيأتي إلى المنزل لاحقاً. |
| Vanity Fair, beni en güçlü 30 yapımcıdan birisi seçti. | Open Subtitles | فانتي فير صنفتني كواحد من أفضل 30 منتجاً للأفلام |
| Vanity Fair'deki tanıdığımla konuştum ve Bayan Grayson ile birebir röportajlarını ayarladım. | Open Subtitles | تحدثت إلى مصادري في محلة فانتي فيير وأكدو أنه سيكون هناك لقاء حصري مع مدام جرايسون |
| Pekala, sanırım senin yetişiyor olmanı gözden kaçırmışım şimdi de Vanity Fair'de düzenli olarak yazıyorsun | Open Subtitles | اعتقد انه من المفروض ان انظر الي صعود مستقبلك المنتظم بمجلة فانتي فير |
| Yani eğer beni Vanity'ler bölümüne koymak istiyorsa... | Open Subtitles | أقصد , لو أنه أراد أن يضعني , " بقسم " الرخاء |
| Vanity temsilcisi Mike ve benim ortak hiçbirşeyim yok | Open Subtitles | (مايك) المغرور وأنا لا نملك أشياءً مشتركة. |