| Onlar bize yavaşlamayı ve serüvenin Varış noktası kadar önemli olduğu bir yol tasarlamayı hatırlattılar. | TED | بذلك يعملون على تذكيرنا بأن نتمهل ويصممون طريقًا حيث المسير لا يقل أهمية عن الوجهة. |
| Eğer bu gece hakkında yazarsa yeni dünyamız New York'un en çekici Varış noktası olur. | Open Subtitles | لو كتبت عن حدث الليلة عالمنا الجديد سيكون الوجهة الاكثر اثارة في نيويورك |
| Yolcu alındığı an araç onu Varış noktası olan Morrison'daki kızının evine başarılı bir şekilde götürmek zorunda. | Open Subtitles | عندما يتم لالتقاط يجب علي السيارة وتوصيلها إلى الوجهة منزل إبنتها في موريسون. |
| Bebeğim, önemli olan Varış noktası değil yolculuğun kendisidir. | Open Subtitles | هذا ليس بشأن الوجهة هذا بشان الرحلة |
| Ama ya Varış noktası sensen? | Open Subtitles | و لكن ماذا لو كانت الوجهة هي أنت؟ |
| Ama ya Varış noktası sensen? | Open Subtitles | ولكن ما إذا كانت الوجهة هل أنت؟ |
| Ama ya Varış noktası sensen? | Open Subtitles | و لكن ماذا لو كانت الوجهة هي أنت؟ |
| Varış noktası, solda. | Open Subtitles | الوجهة على اليسار. |
| Ama ya Varış noktası sensen? | Open Subtitles | ماذا لو كانت الوجهة هي أنت؟ |
| Varış noktası 'Güvenli Ev'. | Open Subtitles | الوجهة: |
| - Bir Varış noktası var mı? | Open Subtitles | ما هي الوجهة ؟ |