| Bu bebeklerin kuzeye vardıklarında ne olacağını izlemek cesaret isteyen bir seviyede korkutucu olacak. | Open Subtitles | بالتأكيد على مستوى الشجاعة فإنها ستكون مخيفة لمشاهدة ما يحدث لهؤلاء الأطفال بمجرد وصولهم الشمال. |
| Sağlık ekiplerinin dediğine göre de vardıklarında çoktan ölmüş olduğu için sunî teneffüs bile yapılmamış. | Open Subtitles | وقال المسعفون إنّهم لم يجروا إنعاشًا قلبيًّا رئويًّا لأنّها كانت ميتة عند وصولهم |
| Telgraf oyle söylüyor Buraya vardıklarında ödeyebiliriz. | Open Subtitles | تقول البرقية أننا نستطيع الدفع عند وصولهم |
| Binanın çatısına vardıklarında gökyüzüne doğru şarkı söyleyebilecekleri gökyüzünü çevreleyen bir amfitiyatro görürler. | TED | عندما يصلون إلى أعلى السطح، هناك مدرج، يهيكل السماء. حيث يمكنهم الغناء إلى السماء. |
| Oraya vardıklarında, ikisini de öldür, Öldüklerinden emin ol. | Open Subtitles | عندما يصلون إلى هناك، تقتلهما لكن تأكد بأنهم موتى |
| vardıklarında bizim bölgemize ulaşmaları ne kadar sürer? | Open Subtitles | عندما يصلون, كم من الوقت يلزمهم ليصلوا إلينا |
| Rahibin yanına vardıklarında Bebe, adamın boynunun arkasından kırışık derisini oynatmaya çalışmasına rağmen sonuç belliydi | Open Subtitles | حسناً فورا ما وصلا إلى القس و الموسيقى تصاعدت بشكل لطيف على الرغم من المحاولات البائسه من بيبي لتحريك من ملامحه عن طريق |
| Müttefik casusları için hazırlanmış bir güvenli eve vardıklarında saat geceyarısını biraz geçmektedir. | Open Subtitles | بعد منتصف الليل من وصولهما فيمنزلآمن للجواسيس الأتحادية |
| Çöle vardıklarında ne olacak? | Open Subtitles | ما الذي سيحدث لهم عند وصولهم الصحراء ؟ |
| Fakat vardıklarında gördüler ki, itfaiye arabalarındaki eşleşmeler aynı değildi... uyuşmamışlardı, ve bu da demek oluyordu ki, tüm bu operasyon yerle bir olmuştu. | Open Subtitles | لكن عند وصولهم أكتشفوا أن مقاييس خراطيم الأطفاء الخاصه بهم لا تتطابق مع صنابير الأطفاء بالبلده وهو ما كان معناه أن خطة التعاون بينهم قد إنهارت تماماً |
| Oraya vardıklarında depo temizdi. | Open Subtitles | بمجرد وصولهم كان المستودع قد تم تنظيفه |
| Nereden vardıklarında? | Open Subtitles | وصولهم من أين؟ |
| Kasabaya vardıklarında polis göndereceklerini söylediler. | Open Subtitles | قالوا انهم سيرسلون الشرطة عندما يصلون الى المدينة |
| Buraya vardıklarında hemen işe koyulmalarını istiyorum. | Open Subtitles | اريد التأكد من انطلاقهم الى العمل عندما يصلون |
| Brad Smith ve ekibi Uranüs'ün donuk yüzünden sonra son dev gezegene vardıklarında da çok az şey görmekten korkuyordu. | Open Subtitles | براد سميث" وفريقه خائفين بعد" وجه "اورانــوس" عـديم الطعـم سيرون القليل عندما يصلون إلى العمــلاق الأخــيـر |
| Valeria'ya vardıklarında orada baştan çıkaracak kimse de olmayacak. | Open Subtitles | عندما يصلون "فاليريا"، لن يكون هناك احد قابل للافساد. |
| Coney lsland'a vardıklarında frene basacaklar. | Open Subtitles | عندما يصلون إلى (كوني آيلند)، ستتحطم الكابحات ويتوقف القطار |
| Oraya vardıklarında gördükleri şey bir gölmüş. | Open Subtitles | "وعندما وصلا الى مصدر اللمعان" " رأى" " تلك البحيرة" |
| Eve vardıklarında, yazar bu teklifinden pişman olmaya başlıyor bile... | Open Subtitles | لذا بمجرد وصولهما للمنزل الكاتب بدأ بالشعور بالندم حيال العرض الذي قدمه |