| Erkeğimin şehvetli poposunu almak için iyi bir nedenin vardır umarım. | Open Subtitles | من الأفضل لك أن يكون لديك سبب لأخذ مؤخرة رجلي الرائعة |
| Görüşme yerini değiştirmek için iyi bir bahanen vardır umarım. | Open Subtitles | يستحسن أن يكون لديك . سبب مقنع لتغيير مكان اللقاء |
| Bu suçlamalar için somut kanıtlarınız vardır umarım. | Open Subtitles | آمل أن يكون لديك أدلة قوية تدعم تلك الإتهامات |
| Tanrı'nın unuttuğu bu yerde yiyecek bir şeyler vardır umarım. | Open Subtitles | آمل أن هناك شيء للأكل في هذا المكان المنبوذ |
| - Önlüğünüz vardır umarım. - Evet, hanımefendi var. | Open Subtitles | آمل أن هناك مريلة - أجل، أنستي، لدينا ذلك - |
| Onu buradan çıkarmak için bir plânın vardır umarım. | Open Subtitles | أتمنى أنك تملك خطة كي نخرجه من هنا |
| Beni bu saatte evden aramak için iyi bir nedenin vardır umarım. | Open Subtitles | أتمنى أنك تملك سبباً وجيهاً |
| Bizim için biraz zamanının vardır umarım. | Open Subtitles | أَتمنى أن يكون لديك بعض الوقت لنا. |
| İyi bir nedenin vardır umarım. | Open Subtitles | من الأفضل أن يكون لديك تبرير جيد |
| Aramak için iyi bir sebebin vardır umarım. | Open Subtitles | يجب أن يكون لديك سبب ، جيد للإتصال |
| Burada olmak için iyi bir sebebin vardır umarım. | Open Subtitles | حريّ أن يكون لديك سبب وجيه لوجودك هنا. |
| Onu buraya getirmek için iyi bir sebebin vardır umarım. Erica... | Open Subtitles | يجب أن يكون لديك سبب جيد لجلبه إلى هنا |
| Gidecek bir yerin vardır umarım? | Open Subtitles | آمل أن يكون لديك مكان تذهب إليه ؟ |
| Glinda için bir hediyen vardır umarım. | Open Subtitles | يفضل أن يكون لديك شيء لـ(غليندا) |
| Umut vaat eden haberlerin vardır umarım. | Open Subtitles | آمل أن هناك أخبار واعدة |