| Patojen ve diğer yabancı maddelerin yüzeyinde bulunan bu moleküler izler istilacıların varlığına isyan ederler. | TED | هذه الآثار الجزيئية على سطح مسببات الأمراض وغيرها من المواد الغريبة تنذر بوجود الغزاة. |
| Bu gezegenin varlığına son verir mi diye sorabilirsiniz. | TED | لذلك قد تفكّرون، حسناً، هل يسمح هذا بوجود الكوكب؟ |
| Phil, artık senin gerçekten öyle bir adamın varlığına... inandığını düşünmeye başlıyorum. | Open Subtitles | فييل، أنا بدأت إعتقد بأنّك تؤمن بوجود هذا الرجل |
| Fakat ne yazıkki varlığına dair ikna edici bir kanıt sunamadınız. | Open Subtitles | ولكن للأسف قدمتموه لنا لا يوجد دليل مقنع من وجودها. |
| Mısır unlu sosis dünyadaki varlığına 20. yüzyılın başlarında başlamıştı. | Open Subtitles | كوب الذرة لم يجيء إلى الوجود حتى النصف الأول من القرن العشرون |
| Son birkaç gün öncesi dışında varlığına dair hiçbir şey hatırlamıyor. | Open Subtitles | ليس لديه أي ذكرة عن وجوده فيما خلا الأيام القليلة الماضية. |
| Goa'uld varlığına duyarlı uzaylı teknolojilerini daha önce de görmüştük. | Open Subtitles | لقد رأينا تقنيات غريبة من قبل حساسة للغاية لوجود الجواؤلد |
| Pek çok kişinin vampirlerin varlığına inanmadığını biliyor muydunuz? | Open Subtitles | هل تعلمون ان هناك الكثيرون لا يؤمنون بوجود مصاصي الدماء |
| Çadıların varlığına inanmadığını duydum. | Open Subtitles | سمعت شائعة تقول أنك لا تؤمنين . بوجود ساحرات في هذا العالم هل هذا حقيقي؟ |
| Ve aşırı aşağılıkların varlığına inanıyorsak ki inandığımızı düşünüyorum. | Open Subtitles | وإن آمنّا بوجود أوغاد استثنائيين الأمر الذي أظنّنا نؤمن به |
| Hayaletlerin varlığına inanmıyorum. | Open Subtitles | لا أعتقد بوجود أشباح. اعتقد انهم اشخاص حقيقيين |
| Siz muhtemelen böyle bir şeyin varlığına bile inanmıyorsunuzdur. Ama emin olun ki var. | Open Subtitles | ربّما لا تؤمنين بوجود شيء كهذا، لكنّه حقيقي. |
| İnsanların çoğunu faydasız olarak görmekle beraber aklı başında insanların varlığına inanıyorum. | Open Subtitles | أشعر وكأن الحمقى يملؤون أرجاء العالم ولكنني مؤمنٌ بوجود الطاهرين هناك |
| Kişi başına düşen hapse atılmış vatandaş sayısında, ...meleklerin varlığına inanan yetişkinlerin sayısında ve listede sıradaki 26 ülkenin toplamından daha fazla harcama yaptığımız savunma konusunda, ...kaldı ki bunların 25'i bizim müttefikimiz. | Open Subtitles | عدد السجناء من المواطنين بالنسبة للدولة, عدد البالغين الذين يؤمنون بوجود الملائكة, أو انفاقنا في الدفاع حيث ننفق |
| Bunun varlığına giden yolu aydınlatan da Fritz Zwicky'nin süpernovalarıydı. | Open Subtitles | و كانت نجومُ "زويكي" المُستعرة التي أنارت الطريق لكشفٍ وجودها. |
| varlığına inanması gerekmez. | Open Subtitles | إنه لا يحتاج للتصديق في وجودها |
| Enflasyon dünyamızın varlığına nasıl geldiğini anlamamıza yardımcı oluyor. | Open Subtitles | تساعد نظرية التمدد على شرح كيف جاء العالم الذي نعرفه إلى الوجود |
| Benden, annemden ya da herhangi birinden daha fazla sevdiğin o değerli şirketinin varlığına son vereceğim. | Open Subtitles | شركتكَ الثمينة التي أحببتها أكثر مني أو والدتي أو أيّ شخص آخر لسوف تُزول من الوجود |
| Sığlıklara gitti ve üç gün, üç gece bekledi ta ki denizdeki yaratıklar onun varlığına alışana kadar. | Open Subtitles | لقد خاض المياه الضحلة وانتظر ثلاثة أيام وثلاثة ليال حتي اعتادت وحوش البحر علي وجوده مكانه ثابتاً |
| Şapelde yalan şu kırmızı lamba... tanrının buradaki varlığına delalet eder. | Open Subtitles | فالمصباح الأحمر الصغير يتوهج بالمصلّى مؤشّرا لوجود الرب بالمعبد |
| Başka bir dünyanın mümkün olduğuna-- bir kalpazanın ihtiyaç duyulmadığı bir dünyanın varlığına ikna edilmiş, ve hala buna inanır. | TED | وكان مقتنعاً .. وبقي كذلك ان وجود عالم جديد لا يحتاج لمزورين هو أمرٌ ممكن .. |
| O bulutun arkasında dünyada kimsenin varlığına inanmadığı uçan bir şehir var. | Open Subtitles | خلف تلك الغيمة توجد المدينة العائمة التي لم يصدّق بوجودها أحد |
| Ölümünden sonra, yetkililer onun tüm mal varlığına el koydular. | Open Subtitles | .. بعد موته قامت السلطات بمصادرة جميع ممتلكاته |
| Mags'in banka hesaplarına ve mal varlığına el konuldu ama... | Open Subtitles | " تمت مصادرة حسابات " ميج بالإضافة لأملاكها |