| Ajan Eppes, Lisa Bayle 3 aylık hamile olan varlıklı bir kadındı. | Open Subtitles | أيها العميل إيبس، لقد كانت ليزا بايل ثرية حامل في الشهر الثالث |
| Hiçbir iş yapmadığına bahse girerim. varlıklı bir ailenin, tek çocuğu gibi. | Open Subtitles | . أراهن أنه لم يفعل أي شئ من قبل مجرد طفل وحيد لعائلة ثرية |
| Bu, her şeyini kaybetmiş varlıklı bir ailenin ve bu aileyi bir arada tutmaktan başka şansı olmayan oğullarının hikâyesidir. | Open Subtitles | والآن مع حكاية عائلة ثرية قد فقدت كل ماتملك وهذا الابن ليس لديه أيّ خيار سوى أن يبقيهم معا |
| Peru dağlarında gümüş madeni açmak.... ... üzere olan varlıklı bir Amerikalı İşadamıyım. | Open Subtitles | أنا رجل صناعة أمريكي ثري اسعى لافتتاح منجم فضة في جبال بيرو. |
| Ben varlıklı bir fabrikatör ve hayırsever ve bisiklet sürücüsüyüm. | Open Subtitles | أنا رجل صناعة وفاعل خير وسائق دراجة ثري. |
| varlıklı bir toprak sahibi... İngiltere'de eğitim görmüş, iyi bir aileden geliyor. | Open Subtitles | ،هو رجل غنى من مُلاك الأراضى تعلم فى "إنجلترا" , لديه عائلة ممتازة |
| Birbirine çok bağlı ve varlıklı bir topluluğun lideriydi. | Open Subtitles | لقد كان زعيم مجتمع العقدة المحكمة جمعية ثرية |
| - Elimizde bir temizlikçi ve varlıklı bir dul var. | Open Subtitles | لدينا حارس من الطبقة العاملة وأرملة ثرية |
| Birkaç şey söyleyeceğim. varlıklı bir aileden geldiğimi söylemeyin. | Open Subtitles | حسناً، هناك عدة أمور، لا تخبروهم أنه لي عائلة ثرية |
| Birkaç şey söyleyeceğim. varlıklı bir aileden geldiğimi söylemeyin. | Open Subtitles | حسناً، هناك عدة أمور، لا تخبروهم أنه لي عائلة ثرية |
| varlıklı bir kadın olabilirsiniz, Bayan Lane. | Open Subtitles | "لذا يمكن أن تكوني سيدة ثرية يا آنسة "لاين |
| varlıklı bir aileden geliyor politik olarak yansız ve hiç çıplak resmi yok. | Open Subtitles | تنحدر من عائلة ثرية... محايدة سياسياً... ولا صور لها وهي عارية. |
| varlıklı bir aileden geliyorum. Yani zorluklardan uzak biçimde büyüdüm. | Open Subtitles | أنا من عائلة ثرية لذا كانت حياتي راهية |
| Bay Varnsen, eğer daireyi beğendiydeniz, size şunu söylemeliyim ki ayrıca varlıklı bir fabrikatör de burayı istiyor. | Open Subtitles | سيد فارنسن، لو تعجبك الشقة، ينبغي أن أخبرك بأن هناك اهتمام أيضاً من رجل صناعة ثري. |
| Tabii ki, sizi kandırma sebebim, niyetinizi değiştirmiş varlıklı bir adamla evlenmeyle ilgilenmiyorsanız... | Open Subtitles | بالطبع، إذا كانت خدعتي قد غيرت رغبتِك إذا لم يثر إهتمامِك الزواج من رجل ثري |
| Ben varlıklı bir adam, ama kabul edelim soğuk kanlılıkla birini öldürüp bundan kazanç elde edemezsiniz. | Open Subtitles | ،أنا رجل ثري لكن لنواجه الأمر لاينبغي القيام بقتل أحد بدم بارد وإستغلال ذلك |
| Belki de varlıklı bir konukla birlikte kaçtı ve şu anda lüks bir hayat yaşıyordur. | Open Subtitles | أو ربما هي هربت مع ضيف ثري . و تعيش حياة الترف |
| varlıklı bir toprak sahibi... İngiltere'de eğitim görmüş, iyi bir aileden geliyor. | Open Subtitles | ،هو رجل غنى من مُلاك الأراضى تعلم فى "إنجلترا" , لديه عائلة ممتازة |