| İsteyip de elde edemediğin bir şey varmış gibi görünüyor. | Open Subtitles | حسناً يبدو أن هناك شيء تحتاجين إليه ولا تحصلين عليه |
| Simon, mülkünde bir anda ortaya çıkan bir sürü insan varmış gibi görünüyor. | Open Subtitles | سايمون، يبدو أن هناك الكثير من الأشخاص الذين يظهرون في ممتلكاتك |
| Oh, gömleğinizin üstünde sanki tükürük varmış gibi görünüyor. | Open Subtitles | يبدو أن هناك بعض اللعاب على قميصك |
| Benzer yaraları olan üç denizci varmış gibi görünüyor. | Open Subtitles | حسنا,يبدو أنه كان هناك ثلاثه جنود أخرون قد عانوا اصابات مماثله |
| Uzlaşma yolu varmış gibi görünüyor. | Open Subtitles | يبدو أنه كان هناك متّسع للتفاوض |
| Bir insanın dileyebileceği her şeyin varmış gibi görünüyor. | Open Subtitles | يبدو لديك كلّ ما يتمنّاه الإنسان |
| Neredeyse bütün kemiklerde çatlak varmış gibi görünüyor. | Open Subtitles | يبدو أن هناك كسوراً على مستوى كل العظام |
| Kimlik karışıklığı varmış gibi görünüyor. | Open Subtitles | يبدو أن هناك مشكلة في التعرف على هويتك |
| Aortik anülusta kalsifikasyon varmış gibi görünüyor. | Open Subtitles | في الحال، دكتورة. يبدو أن... هناك بعض التكلّس في القوس الأبهرية هنا.. |
| Bir tutarsızlık varmış gibi görünüyor. | TED | يبدو أن هناك تباين. |
| Birşey varmış gibi görünüyor. | Open Subtitles | يبدو أن هناك شيئا |
| Wes Gibbins davasında bir komplo varmış gibi görünüyor. | Open Subtitles | يبدو أن هناك مؤامرة في قضية (ويس غيبنز). |
| Orada büyük ve eski bir ev varmış gibi görünüyor. | Open Subtitles | يبدو أنه كان هناك منزل كبير قديم |
| Otelde söz hakkın varmış gibi görünüyor. | Open Subtitles | لأنه يبدو لديك نوعا ما كـ تأثير |