| varmışlar ama gözleri kirden kapanmadan aramayın dedi. Sen de ben de Jeong Pal de. | Open Subtitles | لقد وصلوا و قالوا أن لا نتصل قبل أن تجف الأتربه عينيهم، أنت و أنا و جيونغ بال كلنا. |
| Muhabirlerinin söylediğine göre olay yerine polisten dahi önce varmışlar. | Open Subtitles | يبدو ما نسمعه من مصورهم أنهم وصلوا قبل الشرطه |
| Muhabirlerinin söylediğine göre olay yerine polisten dahi önce varmışlar. | Open Subtitles | على ما يبدو ، أن المقطع وصلنا من مصوري تلك الشركة والذين وصلوا الى مسرح الجريمة حتى قبل أن تصل الشرطة |
| Bölge'den çıkmalarına yardımcı olduğun kurt çocuklar Güneye sağ sağlim varmışlar. | Open Subtitles | أولئك المذؤوبين الذين ساعدتهم لمغادرة الحيّ، وصلوا مأمنًا في الشمال. |
| Dün gece sağ salim varmışlar ama Rene, Leo'yla görüşürken, gestapo onları hazır bekliyormuş. | Open Subtitles | وصلوا بأمان الليلة الماضية، ولكن عندما التقى رينيه مع ليو، الجستابو كان ينتظر. |
| - Apartmanın dışına yeni varmışlar. - Yok. | Open Subtitles | لقد وصلوا للتو للعمل خارج شقتها. |
| Ayın onunda eve varmışlar. | Open Subtitles | وصلوا للبيت في العاشر |
| Plaza'ya varmışlar. | Open Subtitles | لقد وصلوا الى الساحة العامة |
| Yosemite'ye varmışlar mıdır, sence? | Open Subtitles | هل تعتقد انهم وصلوا للمخيم ؟ |
| Sonunda, kaleye varmışlar. | Open Subtitles | وأخيرا وصلوا إلى قلعة |
| Bu sonuca nasıl varmışlar? | Open Subtitles | كيف وصلوا لهذه النتيجة؟ |
| Neredeyse varmışlar. | Open Subtitles | لقد وصلوا قريبا |
| - varmışlar. | Open Subtitles | لقد وصلوا |