| İkisi de sizden az önce geldi. Sizin gönderdiğinizi varsaydık. | Open Subtitles | كلاهما رجعوا قبلكم مباشره افترضنا أنكم أرسلتوهما |
| Ve doğal olarak orada mutlu olmadığınızı varsaydık. | Open Subtitles | لذا افترضنا بكل بساطة أنك لم تكن سعيداً هنالك |
| Telefonlar çalışmıyor. Telsizler susmuş. En kötüsünün olduğunu varsaydık. | Open Subtitles | الهواتف معطلة ، اجهزة المذياع معطلة لقد افترضنا الأسوء |
| Biz de epilepsi nöbeti geçirdiğini varsaydık ama ya öyle değilse? | Open Subtitles | لذا افترضنا أنّها كانت تعاني نوبة صرع لكن ماذا لو لم تكن؟ |
| Bunca zaman doktor olduğunu varsaydık. Ya değilse? | Open Subtitles | كل ذلك الوقت افترضنا انه طبيب لكن ماذا لو لم يكن؟ |
| Onların bütün gece birlikte hareket ettiklerini varsaydık. | Open Subtitles | فقد افترضنا جميعاً أنهم كانوا مع بعضهم طول المساء |
| Onun insan olduğunu varsaydık. | Open Subtitles | افترضنا أنه إنسان |
| Onun insan olduğunu varsaydık. | Open Subtitles | افترضنا أنه إنسان |
| Abigail'in yalnız çalıştığını varsaydık... ama çalışmıyor olması mantıklı. | Open Subtitles | افترضنا أن (أبيغايل) كانت تعمل لوحدها لكن من المنطقي أنها لم تكن تعمل لوحدها |