"varsaydım" - Translation from Turkish to Arabic

    • افترضت
        
    • إفترضت
        
    • إفترضتُ
        
    • وافترضت
        
    Ben de bir çok dilde olduğu gibi, hareketi, anlatımın bir parçası varsaydım. Open Subtitles . افترضت أنه كما في العديد من اللغات الإشارة هي جزء من التعبير
    Onun ortalama sayıda kişi ile ortalama hava kirliliğine sahip bir evde yaşadığını varsaydım. TED افترضت انها تعيش في منزل متوسط .مع مستويات متوسطة من ملوثات الهواء
    Ortalama yaşınıza göre her şey için aynı şifreyi kullandığınızı varsaydım. Open Subtitles بناء على عمرك المتقدم افترضت انك تستخدم نفس كلمة السر لكل شي
    Senin içindeyken söylediğim şeylerin özel olduğunu varsaydım. Open Subtitles إفترضت أن أي شئ يقال بينما أنا أضاجعك كان سرياً.
    O kısmı çoktan düşündüğünü varsaydım. Open Subtitles إفترضتُ فنّكَ قدْ فكرّتَ بذلكَ الجزء مسبقاً
    Lauran'ın neden onları bu şekilde yürüyüşe götürdüğünü anlamadım ve bunun çocukların kendi tercihleri olmadığını varsaydım. TED لم أفهم لماذا اختارت لورين أن تجعلهم يشاركون بهذه المسيرة، وافترضت أنه لم يكن خيارهم.
    Bu konuda birşey söylemedim çünkü kişisel yaşamınla profesyonel yaşamını birbirinden ayırabileceğini varsaydım. Open Subtitles لم أقل شيئاً, لأني افترضت أنك تستطيع فصل حياتك الشخصية عن المهنية
    Defalarca içine sıçtığım için asla olmayacağını varsaydım. Open Subtitles لكنني افترضت انك لن تحبينيابداًلإنني.. انا افسدتُ هذا مرات كثيرة
    Her şeyin yolunda olacağını varsaydım. Open Subtitles لقد افترضت أن كل شيء على ما يرام
    varsaydım ki, yeni çizgide çalışanların yaratıcı olarak iş yapmaları-- Open Subtitles افترضت بما أن الجميع يعملون بشكلابداعيعلىخطالانتاجالجديد...
    Onların hareket eden her şeye ateş edeceğini varsaydım bu yüzden de onlara bir hedef sundum. Open Subtitles افترضت أنهم كانوا يطلقون النار على كل ما يتحرك أعطيتهم هدفاً لكن هؤلاء...
    Kolayca sızamayacağını varsaydım. Open Subtitles . لقد افترضت بأنها صعبة الإختراق
    Özür dilerim. Yanlış telaffuz edeceğini varsaydım. Open Subtitles فقط افترضت انك ستخطئين في تسميته
    Olandan dolayı öyle varsaydım. Open Subtitles أعني، لقد افترضت هذا بسبب ما حدث
    Ben sadece sessilik içinde şaşırdığını varsaydım. Open Subtitles افترضت أنك كنت منصدمة فقط عن طريق الصمت
    Oh, tabiki. öyle varsaydım. Open Subtitles بالطبع افترضت هذا
    Bak, Dex, Ben her zaman babanın o dosyaları seni korumak için 175 00:11:10,500 -- 00:11:13,600 bana yoketmemi emrettiğini varsaydım. Open Subtitles اسمع، (ديكس)، لطالما افترضت أنّ والدك طلب إليّ تدمير تلك الملفات لحمايتك
    Gidip bir tane satın da alabilirdi. Bu yüzden ne için gerektiğini sormamı istediğini varsaydım. Open Subtitles خِلت أن بإمكانها شراء واحدٌ لذا إفترضت أنها أرادت أن أسألها ، ما حاجتها له.
    Hayır, pek değil. Sizin hep sanatçı olduğunuzu varsaydım. Open Subtitles لا، ليس فعلا، لطالما إفترضتُ أنّك فنان
    Ben de yanımda birini daha getirebileceğimi varsaydım. Open Subtitles وافترضت وحسب بأنه يعني المضافين

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more