| Şatonuzu bastılar. Karını ve çocuğunu vahşice doğradılar. | Open Subtitles | لقد هُوجم منزلك وقتلت زوجتك وطفلك بكل وحشية لا يمكن وصفها أبداً |
| Görevimi geri istiyorum, sen de hayatını ve çocuğunu. | Open Subtitles | أريد تنفيذ مهمتي. وأنت تريد استعادة حياتك وابنتك. |
| Erkeklere karısını ve çocuğunu terkettiren, yaşamını elinden alan kadınlara benziyorsun. | Open Subtitles | تعرفين, النوع الذي يجعل الزوج يترك زوجته وطفله. نوع من المرأة التي تجعل الرجل ينتحر. |
| Musa karısı ve çocuğunu aldı ve Mısır diyarına döndü. | Open Subtitles | و موسى أخذ زوجته و إبنه و عاد إلى أرض مصر |
| Ve sen de masum bir kadın ve çocuğunu, kocası bir hain diye öldüreceğimi düşündün. | Open Subtitles | إذاً، أتعتقد بأنّني سأتخلّص من امرأة بريئة وطفلتها فقط لأنّ زوجها كان خائناً؟ |
| Eğer kendini ve çocuğunu bana teslim edersen cihazı kapatırım bu üsteki herkesin hayatlarını bağışlarım. | Open Subtitles | إذا كنتِ ستقومين بتسليم نفسكِ وطفلكِ لي سأوقف الجهاز وتنقذي حياة كل فرد على هذه القاعدة |
| Sonra seni ve çocuğunu güvenli bir yere götürecekler. | Open Subtitles | بعدها سيأخذوكِ أنتِ وطفلتك إلى الأمان هل هذا ممكنا حتى ؟ |
| 3 gün sonra muhasebeci, karısı ve çocuğunu vücutlarındaki tüm kıllar tıraşlanmış elleri ve ayakları iple bağlanmış ve çıplak bir şekilde evlerinde buldular. | Open Subtitles | وجدو المحاسب و زوجته و طفله عرايا و مقيدين في منزلهم كانت اأيديهم و أرجلهم مقيدة |
| Bana sorumluluk hakkında öğüt verme, sen karını ve çocuğunu terk edip gittin. | Open Subtitles | لا نتحدث عن المسؤولية عندما تترك زوجتك وابنك. |
| Singapur'a gidip karısını ve çocuğunu terk etmezdi o, anladın mı? | Open Subtitles | لم يكن ينوي الذهاب "إلى "سنغافورة ويترك زوجته وابنه هل تعي ما أقوله؟ |
| Seni görmeye gelen anneni, karını ve çocuğunu acı içinde korkutup ağlamaya zorluyorsun ve onlara ülkesini parçalayan oğul, koca ve baba olarak görünüyorsun. | Open Subtitles | تبدلت بالنحيب والخوف والآسف ما جعلت أمك وزوجتك وطفلك يرونه إبن يرى أبوه يدمر موطنه |
| Eşin ve çocuğunu duydum? Onlar kaçmaya çalışmış. | Open Subtitles | ماذا عن زوجتك وطفلك اللذان يحاولان مغادرة المدينة ؟ |
| En önemlisi de, karını ve çocuğunu sev. | Open Subtitles | شيء مهم جدا، أَحبّ زوجتك وطفلك |
| Karını ve çocuğunu düşün. | Open Subtitles | تذكر زوجتك وابنتك |
| Seni ve çocuğunu kabul etti! | Open Subtitles | لقد تبناكِ أنت وابنتك! |
| Sayende eşini ve çocuğunu terk eden bir adam durumuna düştüm. | Open Subtitles | كل الشكر لكِ لقد وبخت كرجل ترك زوجته وطفله |
| Karısı ve çocuğunu bulmak istiyorum. Bizim için değerliler. | Open Subtitles | أريد أن أجد زوجته وطفله إنهما قيمتان بالنسبة إلينا |
| Musa, karısı ve çocuğunu aldı ve Mısır diyarına döndü. | Open Subtitles | و موسى أخذ زوجته و إبنه و عاد إلى أرض مصر |
| Adalind ve çocuğunu o kadar yaklaşmışken son anda elinizden kaçırdığınız için kendini çok kötü hissediyorsun ve sorumluluğun tamamını üstüne alıyorsun. | Open Subtitles | إنك تشعر بشناعة وتتحمل المسئوليةَ كاملة لفشلك في إيقاف (اداليند) وطفلتها من انزلاقهم من قبضتك وهروبهم، |
| Barınağın güvenliğinden ayrılırsan kendini ve çocuğunu tehlikeye atarsın. | Open Subtitles | إذا تركتِ آمان الملجأ، سوف تضعِ نفسكِ وطفلكِ في خطرٍ مُحدق. |
| Beni dinle bayım. Karını ve çocuğunu görmek istiyor musun? | Open Subtitles | إسمع أيها السيد هل تريد رؤية زوجتك وطفلتك ؟ |
| Muhtemelen eşini ve çocuğunu duruşma boyunca gördünüz. | Open Subtitles | انتم على الاغلب رأيتم زوجته و طفله هنا خلال المحاكمة |
| Karını ve çocuğunu terk etmenin neresinde onur? | Open Subtitles | أين الشرف في ترك زوجتك وابنك ؟ |
| Ajan Jessup'a göre karısı ve çocuğunu 17 yıl önce Hughes öldürmüş olabilirmiş. | Open Subtitles | أنّ (هيوز) قد يكون قتل زوجته وابنه قبل 17 سنة. |
| Ama kendini ve çocuğunu düşünmelisin. | Open Subtitles | ولكن عليكِ التفكير بنفسكِ الآن وبطفلك. |
| Raccoon Şehri trajedisinde karısını ve çocuğunu kaybetti. | Open Subtitles | لقد خسر زوجته وطفلته في مأساة مدينة (الراكون) |
| Bu kadını ve çocuğunu dün bu mağazadan kovdun mu? | Open Subtitles | هل إبعاد هذه المرأة و طفلها من متجرك أمس؟ فعلت. |