| Planımız, özetle, cadde üzerindeki güneş ışığını toplayan basit bir sistemle doğal güneş ışığını yeraltına çekmek, onu şehir kaldırımlarının aşağısına yönlendirmek ve yeraltına yönlendirilen ışıkla bitkilerin ve ağaçların büyümesini sağlamaktı. | TED | خطتنا،باختصار، أن نجذب ضوء الشمس الطبيعي إلى ماتحت الأرض باستعمال نظام بسيط يجمع ضوء الشمس في أعلى الشارع، وتوجيهه تحت أرصفة المدينة، مما سيسمح للنباتات والأشجار بالنمو بالضوء الذي سيوجّه تحت الأرض. |
| Rüzgarla ev ve ağaçların üzerinde dans edersin | Open Subtitles | يمكنك أن ترقص على النسيم فوق البيوت والأشجار |
| Sadece rüzgarın ve ağaçların bildiği isimler. | Open Subtitles | أسماء عتيقة يمكن فقط للرياح والأشجار نطقها |
| Rüzgâr ve ağaçların birbirleriyle sohbeti arasındaki farkı bilir misin? | Open Subtitles | هل تعلمين الفرق بين الرياح و الأشجار التي تتحدث بين بعضها ؟ |
| Bir gün temiz hava ve ağaçların olduğu bir yerde büyümesini.. | Open Subtitles | أريد أن نعيش يوما في الهواء الطلق و الأشجار |
| ve ağaçların büyümesinde belirgin bir canlanma olur. | Open Subtitles | والأشجار تَتمتّعُ بزيادةً في النمو الأن. |
| ...ağaçlara bakıyorsam gözümle bu binaların ve ağaçların maddeden soyutlanmış biçimlerini alıyorum. | Open Subtitles | والأشجار على ضفتي النيل، فأستقبل أشكال هذه المباني والأشجار في العين |
| Farklı şekillerdeki bitki ve ağaçların tuhaf karışımı. | Open Subtitles | فقط هذا الخليط الغريب من مختلف الأشكال من النباتات والأشجار. |
| Kayaların ve ağaçların bilgeliğini duymalı. | Open Subtitles | عليه أن يستمع إلى حكمة الأحجار والأشجار |
| ...periler dans ediyor kayalar ve ağaçların arasında. | Open Subtitles | والفاتنات يرقصن حول الصخور والأشجار |
| Ormanlar ve ağaçların arasında. | Open Subtitles | خلال الغاباتِ والأشجار |