| Bubba, Alabama, Bayou La Batre'lıydı ve annesi karides pişirirdi. | Open Subtitles | بوبا كان من بايو لاباتر، ألاباما وأمه كانت تطهو الجمبرى |
| "Sonunda, Robbie ve annesi hep kaçmak zorunda kaldı." | Open Subtitles | في النهاية روبي وأمه دائما ليس لهم خيار إلا الهرب |
| Gettonun havasından iyiydi. GERTRUDE SCHNEIDER VE ANNESİ ~NEW YORK~ GETTODAN KURTULDULAR | Open Subtitles | ليس مثل هواء الحي اليهودي نيويورك غيرترود شنايدر ووالدتها متحف مستوطنة لوهايم |
| "Matthew Sembrook,babası Erwin ve annesi Vivian ile birlikte." | Open Subtitles | ماثيو سينبروك مع والده إروين ووالدته فيفيان |
| Puck bir salak ve annesi domuz pastırması yememe izin vermiyor. | Open Subtitles | هو أحمق , و أمه لن تجعلني أتناول لحم الخنزير المقدد. |
| Bu da onun küçük kız ve annesi hikayesini açıklıyor. | Open Subtitles | و هذا يفسر حكايته المبتكرة عن الطفلة الصغيرة و أمها. |
| Bazen çileden çıkıyor. O ve annesi çok ama çok intizamlıdırlar. | Open Subtitles | فالعيش معيّ يُزعجها أحياناً، لأنها هي و والدتها متأنقات للغاية. |
| Sonuçta o, Amerika'da büyüdü ve annesi de önemsemiyor bu durumu. | Open Subtitles | هو تربّي في أميركا، و والدته لا تمانع هذا. والدته؟ |
| Roz ve annesi gelmiş olmalı. | Open Subtitles | شاهدْ، تلك سَتصْبَحُ روز وأمّها. - الذي؟ |
| "Ellerinde fenerleri ve silahları olan adamlar. Çocuk ve annesi için..." | Open Subtitles | الرجال مع كشافات الإضاءة والمسدسات يحاصروا الولد وأمه |
| Jason ve annesi hakkında söylediğin her şey için teşekkür ederim ama gerçekten düşünüyor musun... | Open Subtitles | أقدر لك كل ما أخبرتني به عن جايسن وأمه لكن أتعتقد فعلاً |
| Hayır, Gus, Brendan ve annesi dışında kimse bilmez. | Open Subtitles | لا , جس , ليس هناك أحد يعرف هذا ماعدا بريندن وأمه |
| Çok bağlı olduğu babası aniden evden ayrıldı ve annesi de bu duruma uyum sağlayamadı. | Open Subtitles | فوالدها كانت توليه عناية فائقة غادر المنزل فجأة و ـ ـ ـ حسنًا ووالدتها أعتقد إنها لم تتأقلم مع الأمور بشكلاً ملائم |
| - Düğün videosu. Ufak bir kız dans ederken. Bir gelin ve annesi var, sonrasında bomba patlıyor. | Open Subtitles | حفل زفاف، فتاة صغيرة ترقص، عروس ووالدتها ثم تضربهم القذيفة إنّها مدمّرة |
| 6 çok iyi bir fiyat. Bakın, sahibi vefat etmiş ve annesi bir an önce elinden çıkarmak istiyor. | Open Subtitles | الستة هي مجرد مساومة , مالك القارب توفي ووالدته تريد بيعه بسرعة |
| Çocuk ve annesi. Çocuk hedef alındığını düşünüyor. | Open Subtitles | الفتي ووالدته, يعتقد الفتي أن هنالك من يراقبه |
| Tanrı İsmail ve annesi Hagar'ı iyi bir ülkeye getirdi. | Open Subtitles | الله جاء بإسماعيل و أمه هاجر إلى أرض مباركه |
| Sence erkek arkadaşı ve annesi anlaşamadığı zaman, bu ona neler hissettirecek ? | Open Subtitles | ماذا سيكون شعورها إن لم يستطع حبيبها و أمها أن يتوافقا؟ |
| Bence, Norma ve annesi hakkında soru sormaya gelmişti. | Open Subtitles | أظن بأنه قَدِمَ لكي يطرح أسئلة بشأن نورما و والدتها همم... |
| Ve herkes tadını çıkarttı. Ben ve annesi de dahil. | Open Subtitles | ... و الجميع استمتع فعلاً بما فيهم أنا و والدته |
| Müdürün karısı ve annesi kullanacak. | Open Subtitles | زوجة الآمر وأمّها سوف تقودانها. |
| Konuştuğu arkadaşları ve annesi de asla kendini öldürmeyeceğini. | Open Subtitles | الطاقم الطبي وامه استبعدوا فكرة الانتحار |
| ve annesi de seyircilerin arasındadır. Oğlunun dayak yiyişini izler. | Open Subtitles | وأمّه في الجمهور، وهي تراقبه يصبح مضروبة. |
| Bir kız ve annesi 1303 numaralı dairede yaşıyor. Kimseyi yanlarında istemiyorlar. | Open Subtitles | ثمة فتاة وأمها تقطنان الشقة 1303 لا يريدان لأحد أن يشاركهما الشقة |
| Annenle baban boşandığında Cloe ve annesi sana her anlamda destek oldu. | Open Subtitles | عندما والديك تطلقوا, كلوي وامها كانو هناك من اجلك. |
| Juliette, Bay Burkhardt ve annesi hakkındaki hemen hemen her şeyi ve dolaylı yoldan, çocuğun nerede olabileceğini biliyor. | Open Subtitles | جولييت، تعلم بكل شيء حول السيد بيركهارت و أمّه و منه فربما تعلم بمكان الطفلة |