"ve bu beni" - Translation from Turkish to Arabic

    • وهذا يجعلني
        
    • وهذا يقودني
        
    • وهذا جعلني
        
    • و هذا يجعلني
        
    • وجعلني هذا
        
    • وهذا يخيفني
        
    • ويجعلني
        
    ve bu beni oldukça üzüyor çünkü işlerin yolunda gitmediğini görmekten yoruldum ve sıkıldım artık. TED وهذا يجعلني حزينا جدا، لأنني سئمت وتعبت من الأشياء التي لا تعمل.
    Ne olduğunu, size neyi izlettiğini, adamların size ne yaptıklarını ve bu beni çok... Open Subtitles ما كانت عليه ماذا جعلتك تشاهد ماتركت الرجال يفعلون لك وهذا يجعلني
    ve bu beni bilimin coğrafya sorununun ikinci sebebine getiriyor. TED وهذا يقودني إلى السبب الثاني لمعاناة العلم من عقبةٍ جغرافية.
    ve bu beni, değişimle baş edebilir, hatta değişimi kucaklayabilir biri yaptı. Gerçi hâlâ çok inatçı olduğum da söyleniyor. TED وهذا جعلني قادرة على مواجهة التغيير، بل الترحيب في النهاية بالتغيير، ومع ذلك فقد أخبرت بأني ما زلت صعبة المراس.
    Benden niye korktuğunu anlıyorum ve bu beni üzüyor. Open Subtitles أتفهم لماذا أنت خائف مني و هذا يجعلني جدّ حزينة
    Beni ciddiye aldığını düşünmüştüm ve bu beni hayatım hakkında daha iyi hissettirdi. Open Subtitles اعتقدت بأنك تاخذين الامر على محمل الجد وجعلني هذا اشعر بشكل افضل عن حياتي
    Daha önceden hiç bilmediğim bu boşluğu hissediyorum ve bu beni korkutuyor. Open Subtitles أشعر بفراغ لم أشعر به أبداً من قبل وهذا يخيفني
    Bu yasak âşk öğrenilirse herkese alay konusu olurum ve bu beni çok korkutur. Open Subtitles أن اصبح هذا الارتباط معروفاً سيجعل مني أضحوكة ويجعلني اشعر بالقرف
    Doğru olanı yaptın ve bu beni çok mutlu etti. Open Subtitles لقد فعلت الشيء الصحيح وهذا يجعلني سعيدة جدًا جدًا
    Ama düşünmeni sağladım ve bu beni mutlu ediyor. Open Subtitles ولكن جعلتكِ تُفكّرين بذلك، وهذا يجعلني سعيداً.
    Sanki onlar hiçbir şeymiş gibi ve bu beni hasta ediyor. Open Subtitles هي فعلاً لا تعني شيء وهذا يجعلني مشمئزاً
    ve bu beni ikinci ilkeye getiriyor: Asla yetinmeyin. TED وهذا يقودني إلى المبدأ الثاني: عدم الإكتفاء بما لدينا.
    ve bu beni bugün yüzleştiğimiz zorluğa getirdi, bu otomasyonun bizim için getirdiği sorun. TED وهذا يقودني إلى التحدي الذي نواجهه اليوم، التحدي الذي يطرحه علينا التشغيل الآلي.
    Bilemiyorum, ama gittikçe daha sık görmeye başladım ve bu beni deli ediyor. Tanrı olmak gibi bir şey bu. Open Subtitles لا اعلم , انا ارى الكثير وهذا يقودني الى الجنون , لا اعرف
    Birçok kan naklinden sonra, hayatta kaldım ve bu beni özel kıldı. TED وبعد عدة عمليات نقل دم، عشت، وهذا جعلني مميزا.
    Evet, biliyorum ve bu beni düşündürdü, peki derin beyin stimülasyonu hakkında ne dersin? Open Subtitles نعم، أعلم وهذا جعلني أفكر ماذا عن التحفيز العميق للمخ؟
    Ama şu anda yapmayı düşündüğüm şey buydu. ve bu beni mutlu etmişti. Open Subtitles للتضحية برغباتي الخاصة لكاي. وهذا جعلني سعيدا .
    Neal evlenme teklifi edeceğine dair sinyaller gönderiyor ve bu beni delirtiyor. Open Subtitles نيل) يرسل إشارات قويّة بأنّه سوف يتقدّم إليّ{\pos(192,210)}) و هذا يجعلني مضطربه
    ve bu beni çok üzüyor. Open Subtitles و هذا يجعلني حزينة للغاية
    ve bu beni endiselendiriyor. Open Subtitles و هذا يجعلني أتسائل
    Benimle anında bağlantı kurdun ve bu beni biraz rahatsız etti. Open Subtitles لقد ارتبطت بي مباشرة وجعلني هذا غير مرتاحة قليلاً
    Seni daha önce bu kadar savunmasız, çabuk etkilenen ya da kolay yönlendirilebilir görmedim ve bu beni korkutuyor çünkü sebebini bilmiyorum. Open Subtitles أنا لم أرك أبداً متخاذلةً أو متشكّكةً أو مخدوعة بسهولة بهذا الشكل, وهذا يخيفني لأني لا أعرف لماذا.
    Bunu biliyorum, ve bu beni pis ve kötü hissettiriyor. Open Subtitles أعلم ذلك، ويجعلني أشعر كأني متعفنة من الداخل،

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more