| Neyse, gözlerime baktı ve dedi ki; "Genç adam, anlamış olmalısın." | Open Subtitles | وبعد كده بصت لي في عينيا وقالت انت يا برنس |
| sonra aniden daha yakına geldi, sanki beni öpmek istiyor gibi neredeyse dokundu bana, ve dedi ki: "sen benim hayalimsin !" | Open Subtitles | .ثمإقتربناأكثركما لوأنها أرادتتقبيلي. لمستني تقريبا .وقالت. |
| ve dedi ki patlama öyle gürültülü ve ışık o kadar yoğunmuş ki o gözlerini korumak için yüzünü elleriyle kapatmak zorunda kalmış. | TED | و قال ان الانفجار كان مدويا و الضوء كان كثيفا جدا، حتى انه كان عليه في الواقع وضع يديه امام وجه لحماية عينيه. |
| ve Aicha başladı ve dedi ki "Oğlum suçlu mu değil mi bilmiyorum ama ailelerinize olanlar ile ilgili ne kadar üzgün olduğumu söylemek istiyorum. | TED | و بدأت عائشة و قالت "انا لا اعلم ما اذا كان ابني مذنب ام بريء لكن اريد ان اخبركم عن مدى اسفي لما حدث لعائلاتكم |
| ve dedi ki, "İşte iki nokta arasındaki en yakın mesafe budur." | TED | وقال لي .. هذه هي اقصر مسافة بين نقطتين .. |
| ve dedi ki, "Ee, finansal servisler." | TED | فقال لي .. حسناً .. لقد انتقلت للعمل في المجال الاقتصادي |
| Ama, birkaç saat sonra bana baktı ve dedi ki: | Open Subtitles | وفي الثلاث ساعات التالية.. نظرت إلي وقالت.. |
| Eczaneden çıktığımızda ise, elime reçeteyi tutuşturdu ve dedi ki... | Open Subtitles | وعندما غادرنا الصيدلية, سلمتني الوصفة وقالت |
| Kızım 7 yaşında ve dedi ki, kare şeklinde bir araçmış. | Open Subtitles | أبنتي في السابعة من عمرها وقالت انه على شكل مربع |
| Geçen gece annem elimi tuttu ve dedi ki, acı son durak değil. | Open Subtitles | الليلة الماضية نمت مع والدتي وقالت لي أن الالم ليس نهاية الحياة |
| ve dedi ki eğer onunla bir daha görüşürsem bana zarar verecekmiş. | Open Subtitles | وقالت لي ألّا أكلمها مجددًا وإلّا ستؤذيني |
| Sabah karını aradım ve dedi ki... | Open Subtitles | لقد أتصلتُ بزوجتك في وقت .مبكر من اليوم .وقالت .. |
| ve dedi ki aslında parmaklarının x-ray'ini görebiliyormuş çünkü ışık o kadar parlakmış. | TED | و قال انه كان بمقدروه رؤية اشعة اكس لاصابعه لان الضوء كان جد مشع. |
| Ona anlattım ve dedi ki senin kazanamayacağını düşünüyormuş. | Open Subtitles | و قال انه نال ما يكفى و لم يظن أنه بأمكانك الفوز على ايه حال |
| Biraz yürüdük, sonra Lady Gregory bana döndü ve dedi ki... | Open Subtitles | بعدها كنا نتجول في الجوار و السيدة غريغوري إلتفتت إلي و قالت |
| Sonra o moronu içeri aldı ve dedi ki: "Ne olursa olsun o benim kocam ve sen onun oğlusun." | Open Subtitles | و ثم أعادت ذلك المغفَّل إلى المنزل و قالت لي أنه مهما حدث فإنه يظل زوجها و أنا ابنه |
| Konuşmaya başladık ve dedi ki -- Ona ne yaptığımı söyledim, ve çok mühim bir şeymişçesine New York'ta Bağımsız Diplomat'ı kuracağımı söyledim. | TED | ومن ثم بدأنا نتحدث .. وقال لي .. اخبرته ماذا سوف افعل واخبرته افكاري وانني سوف اقوم بتاسيس دبلوماسية مستقلة في نيويورك |
| Sevgi dolu babam kredi kartını bana verdi ve dedi ki "Kredi kartı önemli değil, ne istersen vereceğim sana." | Open Subtitles | أبي السخي دفع عني ديون البطاقة البنكية وقال لي: هل تعتقدين أن هذه الفاتورة شيء مهم؟ سأفعل أي شيء لأجلكم! |
| Ve o gün bende kalan bir arkadaş vardı ve dedi ki, "Neden bir süre beklemiyorsun." | TED | وصدف انه كان بالقرب مني صديق فقال لي: لماذا لا تتنتظر |
| Ve tam olarak işlerden emin değilmiş gibi, çok endişeli görünüyordu ve kızlar ve senin hakkında konuşup durdu ve dedi ki, ne olursa olsun size kesinlikle bir şey olmamasını istiyordu. | Open Subtitles | وتكلم كثيرا عنك , وعن البنات وقد قال هذا لا يهم ما الذي يحدث كان يريد ان يتاكد انك بخير |
| Ve şehre geldi ve etrafta aceleyle koşturuyordu ve dedi ki, " Yeni ayakkabılar almam lazım!" | TED | وقد جائت على عجلة وقد قالت .. يتوجب علي شراء حذاء جديد |
| ve dedi ki baban ölmeden önce bir konuda anlaşmışlar. | Open Subtitles | و يذكرك بالصفقة التى كان يَعقدها مع والدك قبل أن يمُوت. |
| Ve devamlı senden ve kızlardan bahsetti durdu. ve dedi ki... | Open Subtitles | وهو إستمرَّ بالكلام عنك، والبنات، وهو قالَ تلك. |
| ... bana şöyle bir baktı ve dedi ki, "Ağlamak istiyorum çünkü Sahip olduğum en iyi arkadaşımı kaybediyorum. " | Open Subtitles | فرمقني بنظرة معبرة ثم قال, هذا يثير شجوني سأفقد أعز صديقة لدي |
| ve dedi ki, "Bütün hemşirelere söyleyin bende Charles Bonnet sendromu var." | TED | ثم قالت "إخبر جميع الممرضات" "انه ما لدي هو متلازمة تشارلز بونييه" |
| Artık değil, fakat emekli bir jeoloji profesörü buldum, beni aşağıya indirmesi için. ve dedi ki, "Tamam, madenden biraz su almana izin vereceğim." | TED | ولكنه لم يعد كذلك ولكني وجد بروفيسور جيولوجي متقاعد وافق على أخذي إلى هناك وقال لي .. حسناً سوف اذهب معك لكي نأخذ عينة من مياه المنجم |
| (Kahkahalar) RB:50 yaşına gelince birisi beni yönetim odasından dışarıya çıkardı ve dedi ki. Bak Richard, işte --senin için çizeyim-- | TED | (ضحك) ر ب: لذلك أخذني 50 شخصا خارج حجرة مجلس الإدارة و قالوا, " أنظر يا ريتشارد, هاك الـ..دعني أرسم لك رسما بيانيا.. |
| En sonunda buldu eşini ve dedi ki: | Open Subtitles | وبعد أن التم شمله بزوجته : في النهاية ، فقالت |