| Yaranın çevresinde kabarma ve deri ölümünün ilk safha belirtileri var. | Open Subtitles | هناك تقرحات في المنطقة, وجلد ميت يحيط بالجرح |
| Önceki deneklerde gözlemlediğim gibi kan ve deri de dahil olmak üzere deri ve kas sisteminin bir dış tabakası var. | Open Subtitles | يوجد طبقات خارجية من أنسجة الإنسان والنظام الوعائى يوجد به دماء وجلد القفص الصدرى مقسم على شكل صليب من قطعتين |
| Az evvel söylediğim gibi Bay Sweeney, evinizde bulunan ipte kan ve deri parçaları vardı, doğru mu? | Open Subtitles | إذا ، امم ، وكما كنت أقول سيد ـ (سويني) ـ كان هناك دم وجلد وجد على حبل حول منزلك ، صحيح ؟ |
| Yıkamak, mikrop türlerinin panzehiridir, yaygın bulaşıcı göz, kulak, göğüs ve deri hastalıklarına çaredir. Bu hastalıklar yaşamın ilk beş senesinde ortaya çıkarsa, o organlara kalıcı olarak hasar verirler. | TED | أمراض العين و اللأذن الشائعة و المعدية الصدر و الجلد اذا حدثت هذه الأمراض خلال الخمس سنوات الأولى من الحياة تقوم بتدمير هذه الأعضاء بشكل دائم |
| Ayrıca, kilit ve deri bir anlam ifade etmedi ama onları birleştirdiğinizde, bunu elde ediyorsunuz. | Open Subtitles | بشكل منفصل ، القفل و الجلد ليس لهم أي معنى ولكن عند وضعهم معا ، نحصل على هذا . |
| Ahşap ve deri ona iyi gelmez. | Open Subtitles | الخشب و الجلد لا يقنعانها |
| - Battaniyemde kıl ve deri var. | Open Subtitles | -نعم. - يوجد شعر وجلد |
| Metanol ve deri. | Open Subtitles | الميثانول و الجلد |
| - ve deri. | Open Subtitles | - و الجلد. |