| Şu anda ihtiyacım olan destek ve dostluk bu. | Open Subtitles | هذا هو نوع الدعم والصداقة الذي أحتاجه الآن |
| Sana yaşattığım onca şeyden sonra bana gösterdiğin hoşgörü, nezaket ve dostluk... | Open Subtitles | وبعد كل ماجعلتك تقاسيه التَّحَمُّل، والطيبة، والصداقة التي أظهرتها لي، |
| - Çok tatlı bir teklifti ve üzerinde ciddi bir şekilde düşündüm. - Ancak iş ve dostluk bir arada yürümez. | Open Subtitles | وقد درسته دراسة جيدة، لكن العمل والصداقة لا يتوازيان. |
| Aşk ve dostluk. Hepsi palavra. | Open Subtitles | الحب و الصداقة , كلها خراء |
| Mutluluk, sevgi ve dostluk gibi. | Open Subtitles | "مثل، السعادة، الحُب و الصداقة" |
| Bana vermeyi reddettiğin tüm sevgi ve dostluk... ona aktarılacak. | Open Subtitles | كل الحب والرفقة التي أنكرتها لي سيكون لها |
| Amacımız, barış ve dostluk - | Open Subtitles | للسعي إلى السلام فقط والصداقة ، والتعليم... |
| Arlarında çok ciddi bir bağ ve dostluk vardı. | Open Subtitles | هُناك رابطة كبيرة من الثقة والصداقة. |
| Para, sevgi ve dostluk için. | Open Subtitles | الحب والمال والصداقة. |
| - Saygı ve dostluk duyduğum kişiler. - Dostluk. | Open Subtitles | الاحترام والصداقة - والصداقة تجاههم- |
| ve dostluk için. | Open Subtitles | والصداقة. |
| Size bir cesaret ve dostluk ispatı getirdim. | Open Subtitles | لقد أحضرت دليل على الشجاعة والرفقة |