| - O sadece çok kendine özgü ve eşsiz bir adam gibi görünüyor ve ben onun hakkındaki herşeyi merak ediyordum. | Open Subtitles | لكنه يبدوا رجل بارز وفريد وشعرت بالفضول نحوه |
| Her hırsızlığı tamamen farklı ve eşsiz, kavram olarak klasiktir. | Open Subtitles | كل سرقة مختلف وفريد جدا، كلاسيكي في مفهومه. |
| Çıkan sonuç bir Faberge yumurtası kadar şaşırtıcı ve eşsiz olmalı. | Open Subtitles | ... النتيجة النهائية يجب أن تكون رائعة , وفريدة من نوعها |
| Buradaki gizli vadiler, tuhaf ve eşsiz türlerle renkli kabile kültürlerini barındırmaktadır. | Open Subtitles | وهنا , تغذي االحيوانات خفيه مخلوقات غريبة وفريدة من نوعها والألوان والثقافات القبلية. |
| Filmlerin o müzikal ve eşsiz dünyasına | Open Subtitles | العالم المصوَّر بالألوان مصنوع من الموسيقى والآلات |
| Ve şimdi, baylar ve bayanlar, tek ve eşsiz bay Gully "hayal gücünüzü gıdıklayacak" Sutherland! | Open Subtitles | والآن سيداتي سادتي المميز والوحيد من سيبهج خيالاتكم السيد غولي سذرلند |
| Her bitkinin, DNA gibi belirgin ve eşsiz bir parmak izi vardır. | Open Subtitles | إنظر، كل نبات له بصمته الخاصة، و هي محددة و فريدة مثل الحمض النووي. |
| Ben hep bunun nadir ve eşsiz olduğunu söylemişimdir. | Open Subtitles | ..أخبرونى أن هذا نادر جداً وفريد من نوعه |
| Lexi, insanlar ve Espheni arasındaki yeni bir şey ve eşsiz bir bağlantı. | Open Subtitles | ليكسي عبارة عن شيء جديد وفريد رابط بين البشر والاشفيني |
| Sapık filmi son derece dehteşengiz ve eşsiz olduğu için muhafızlar cinnet geçiren müşterilerle baş etmenize yardımcı olacaktır. | Open Subtitles | -هذا لأن (نفوس معقدة ) فيلم مخيف جداً وفريد من نوعه" " "الحراس سيساعدون في السيطرة على المشاهدين المذعورين" |
| Bu karmaşık, zengin ama yine de makul olan yapı bana bilimle bağlantılı göründü ve bir şekilde bilim inşa etmek, farklı ve eşsiz olmalı ve konuşulmalı. | TED | ويبدو لي أن هذا الهيكل،ممتلئ ومعقد وحتى الآن عقلاني تماما، انها أداة -- كان ليفعل شيئا مع العلم، وعلى نحو ما ينبغي أن يكون البناء للعلوم مختلف وفريد من نوعه. |
| – yeni ve eşsiz bir varlık yaratmak için. | Open Subtitles | لصنع كيان جديد وفريد |
| Romantik ve eşsiz bir evlenme teklifi almak. | Open Subtitles | أريد عرض زواج رومانسي وفريد. |
| Farklı ve eşsiz olmanın normal olduğunu. | Open Subtitles | زاكاري 20 عاما أنه من الجيد أن تكون مختلفة وفريدة من نوعها , من المفيد. |
| Bu kurallarda uzmanlaşarak Poe okuyucunun dikkatini topluyor ve onları yoğun ve eşsiz bir tecrübeyle ödüllendiriyor. Poe buna etkinin birliği adını veriyor. | TED | وبحذاقته في استخدام هاتين القاعدتين، يسيطر "بو" على انتباه القارئ ويكافئه بتجربة بالغة وفريدة - يسميها "بو" وحدة التأثير. |
| Prometheus beni çok özel ve eşsiz bir hareketle şaşırttı. | Open Subtitles | (بروميثيوس) باغتني بحركة محددة جدًا وفريدة. |
| Filmlerin o müzikal ve eşsiz dünyasına | Open Subtitles | العالم المصوَّر بالألوان مصنوع من الموسيقى والآلات |
| Sizlere biricik ve eşsiz, olağanüstü Doktor Parnassus'u takdim etmekten mutluluk duyarım! | Open Subtitles | يشرفني أن أقدّم لكن، الفريد والوحيد والاستثنائي دكتور (بارناسوس) |
| Çok yeni ve eşsiz. | Open Subtitles | جديدة للغاية , و فريدة من نوعها |
| Malzemelere bayılırlar ve eşsiz en büyük malzeme. | Open Subtitles | يحبون الدعائم، و(فريدة) هي الدعامة المثلى. |