| Kadın ve erkeğin arasındaki en derin yakınlık özel bir şeydir ve gizli kalmalıdır. | Open Subtitles | الشكل الأعمق للألفة بين رجل و إمرأة يجب ان يكون امر سري وخاص جدا |
| Şehirdeki bütün kadın ve erkeğin bu aracı araması daha iyi olmaz mıydı? | Open Subtitles | أو إذا وقفت الصحافة أمامنا لذلك ألن يكون أفضل أن نحذِّر كل رجل و امرأة في هذه المدينة من هذه السيارة؟ |
| Yalnızca bir kadın ve erkeğin değil Napoli ve Roma'nın birliği. | Open Subtitles | أتحاد ليس بين رجل و أمرأة "لكن بين "نابولي" و "روما |
| Rapor, her gece, 50 bin ve 60 bin arası kadın ve erkeğin sokaklarda ya da barınaklarda yattığını tahmin ediyor. | Open Subtitles | أوضح أنه في أي ليلة هُناك بين 50000 و 60000 رجل و امرأه قد خدموا في الجيش يعيشون في الشوارع |
| Starlight Inn otelindeki müdür bize genç yaşta olan bir kadın ve erkeğin krem rengi El Camino'ya binip otelinden ayrıldığını söyledi. | Open Subtitles | المدير في فندق "ستار لايت" ابلغنا ان ثمة رجل و امرأة شابة غادرا الفندق بسيارة كامينو بيضاء |
| Her kadın ve erkeğin dindar duaları emrediyor. | Open Subtitles | صلاة و ورع كل رجل و أمرأة يؤمرك |
| "Kadın ve erkeğin melekler olarak kaynaşması. | Open Subtitles | رجل و امرأة ممتزجان كالملائكة |