"ve fırsatı" - Translation from Turkish to Arabic

    • والفرصة
        
    • وفرصة
        
    • و الفرصة
        
    Daha önce sıradan halkın, hiç bu kadar özgürlüğü ve fırsatı olmamıştı. Open Subtitles لم يحظوا الناس العاديين بهذه الحرية والفرصة من قبل
    Bu da imkanı ve fırsatı var demek oluyor. Open Subtitles مما يعني أن لديه الإذن بالدخول والفرصة أيضاً
    Nedeni, amacı ve fırsatı olan da o ve bir de olay mahalinde onu teşhis eden bir tanık. Open Subtitles ...الذي لديه الدافع والوسيلة والفرصة وحُدّد من الشاهد الوحيد على الجريمة
    Cinayet sebebi ve fırsatı. Şimdi bize gereken tek şey kanıt. Open Subtitles هناك دافع وفرصة للقتل الآن كل ما نحتاجه هو الدليل
    Evet ama tövbe etmek için bol vakti ve fırsatı da olacak. Open Subtitles نعم، لكنه سيكون لديه متسع من الوقت وفرصة للتوبة
    Şeriye zehir atmak için sebebi ve fırsatı olan tek kişi oydu. Open Subtitles فهو الشخص الوحيد الذي لديه الدافع و الفرصة حتى يقوم بدس السم في شراب الشيري
    Nedeni ve fırsatı vardı. Open Subtitles لديه الدافع والفرصة.
    Ve böylece Bay Gildea'nin karısını öldürmek için, gerekli donanımı, sebebi ve fırsatı olduğu sonucuna vardım. Open Subtitles وبهذا قمت بإستنتاج ان السيد (جيلداي) لديه الوسيلة الدافع والفرصة لقتل زوجته
    Cinayet sebebi ve fırsatı çıkıyor. Open Subtitles الدافع والفرصة
    Sebebi ve fırsatı olan tek bir şüpheli var. Open Subtitles ثمة مشتبه به واحد له دافع وفرصة
    Karga burunlu dostunun da niyeti ve fırsatı vardı. Open Subtitles وbeaky الخاص بك قليلا الأصدقاء بالتأكيد وسيلة وفرصة.
    Sebebi ve fırsatı olan tek bir şüpheli var. Open Subtitles ثمة مشتبه به واحد له دافع وفرصة
    ...amaç, motivasyon ve fırsatı bulmaktı. Open Subtitles من كان لديه الدافع و الوسائل ، و الفرصة
    Niyeti, sebebi ve fırsatı vardı. Open Subtitles لديه الوسيلة, الدافع, و الفرصة

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more