| Oturduk ve güneş omuzlarımıza vururken özgür insanlar gibi içtik. | Open Subtitles | جلسنا نشرب و الشمس تدفىء أكتافنا كما لو كنا رجالا |
| O dik, beyaz sokaklar ve güneş ve her şey cayır cayır sıcak ve boştu. | Open Subtitles | هذه الشوارع المنحدرة البيضاء و الشمس و كل شئ كان محترق و أبيض و فارغ |
| ANNECİĞİM, SENİ VE HENRY'İ SEVİYORUM ve güneş PARLIYOR. | Open Subtitles | أمي العزيزة، أحبك و أحب هنري و الشمس المشرقة. |
| Temiz hava ve güneş dururken, ne yapalım kurutucuyu? | Open Subtitles | حسناً، من يحتاج لمجفف و هو عنده شمس و هواء نقي |
| Yıldız, göz ve güneş. Anlamı ne sence? | Open Subtitles | نجمة، عين وشمس ماذا تعني برأيك؟ |
| ve güneş çoğu materyali bu soğutma etkisini kaybedecek şekilde ısıtır. | TED | والشمس ترفع درجة حرارة معظم المواد بما يكفي لإبطال تأثير التبريد. |
| Aynısını jeotermal enerji ve güneş enerjisi için yapabiliriz. | TED | يمكن ان نقوم بنفس الشيء بالنسبة للطاقة الحرارية الأرضية والطاقة الشمسية. |
| ve güneş bize yüzünü gösteriyordu. | Open Subtitles | وابتسمت الشمس لنا جميعا |
| Ay ve güneş hizaladığında çok yaklaşmış olacağız. | Open Subtitles | نحن نقرب من اللحظة عندما يبقى القمر و الشمس فى صف واحد |
| "Ne güzel bir sabah" diye düşünüyordu ve güneş Gene Doğar sihirli bir şekilde kağıt üzerinde belirdi. | Open Subtitles | انه يفكر : يا له من صباح جميل و الشمس ايضا مرتفعه تظهر بصورة خيالية |
| Alkol ve güneş bir arada pek iyi gitmez de... | Open Subtitles | الكحول و الشمس لا يشكلان مزيجاً جيداً |
| Alış-veriş merkezine gittiğinizde yağmur yağacak, sonra hava açılacak ve güneş çıkacak. | Open Subtitles | " المطر سيتساقط عند ذهابكم للمول ". " لا حقاً السماء ستصفى و الشمس ستصطع ". |
| Dünya dönüyor ve güneş doğudan yükseliyor. | Open Subtitles | الأرض مدورة و الشمس تشرق من الشرق. |
| Ay ve güneş gökte parıldadıkça. | Open Subtitles | ...طالما القمر و الشمس متألقان فى السماء |
| Temiz hava ve güneş dururken, ne yapalım kurutucuyu? | Open Subtitles | حسناً، من يحتاج لمجفف و هو عنده شمس و هواء نقي |
| Sam, düşün ki 10,000 yıl boyunca buzdan krallığına geri dönmek için bekliyorsun ve bir bakıyorsun ki heryeri çiçekler, hayvanlar ve güneş ışığı kaplamış | Open Subtitles | سام،َتخيّلُ إذا أنت ستنتَظَرُ 10000 سنة للعودة الى وطنك المجمد، و لإيجاد فقط عالم غَطّى بالزهورِ والحيوانات وشروق شمس و... |
| - temiz bir gökyüzü ve güneş yok muydu? | Open Subtitles | -بسماء صافية وشمس مشرقة ؟ |
| Yani eğlence ve güneş operasyonu... | Open Subtitles | "عملية متعة وشمس" |
| Eğer güneş orada olmasaydı, üç Kelvin de donmuş bir buz topu olurduk ve güneş bütün yağış sistemimizi oluşturur. | TED | فإن لم توجد الشمس كنا سنكون كرة جليدية بحرارة ثلاث درجات على مقايس كلفن والشمس أيضاً تحرِّك كامل الدورة المائية |
| Fosil yakıtlar mevcut değil, ve güneş enerjisi de yemeklerini istedikleri gibi pişirmeye olanak sağlamıyor. | TED | وقود المتحجرات غير متوفره, والطاقة الشمسية لا تطهي الطعام بالطريقة التي يفضلونها. |
| ve güneş bize yüzünü gösteriyordu. | Open Subtitles | وابتسمت الشمس لنا جميعا |
| Şapkaları ve güneş gözlüklerini çıkartın. | Open Subtitles | أريد خلع القبعات والنظارات الشمسية إستقم فى وقفتكم |
| Moe onu motor ve güneş yağlarının arasından çıkarıp ona bir iş, bir meslek verdi ve bildiği her şeyi öğretti. | Open Subtitles | إنتشله مو من بركة زيت محرّكات ومستحضر للتسمير البشرة أعطاه وظيفة ومهنة وعلّمه كلّ شيء يعرفه. |
| Rüzgar, konsantre güneş ve güneş pillerinin kurulumu ortalama 2-5 yıl kadar sürüyor. | TED | تأخذ الرياح حوالي سنتين إلى خمس سنوات في المتوسط، تماماً مثل الطاقة الشمسية المركزة أو الضوئية. |
| Harika bir keşifte bulundum-- bu çocuklarda, sevgi ve güneş ışığı ve yemek ve coşku ve Herbie'nin müziğinin tedavi edemeyeceği bir sorun yok. | TED | لقد حققنا اكتشافا مذهلا -- ليس هناك عيب في الاطفال لايمكن للمحبة وضوء الشمس والطعام والحماس وموسيقى هيربي ان تشفيه. |