| O geldi ve gitti. Hem de bütün bunlar tam önünüzde oldu. | Open Subtitles | لقد جاء ورحل ثانية كل ذلك حدث امامك مباشرة |
| - Zorro'yla dövüştüm ve gitti. | Open Subtitles | زورو .. زورو كان هنا.. تقاتلت معه ورحل.. |
| Bazı cihazlar konusunda konuştuk, birkaç şey aldı ve gitti. | Open Subtitles | تحدثنا بشأن المعدات واشترى بعض الأدوات وغادر |
| Konuştum fakat Delilah'dan bahsettiğim anda telaşlandı ve gitti. | Open Subtitles | لقد تحدثت اليه وعندما ذكرت ديلايلا أصبح مضطرب للغايه و غادر |
| Hayır, sadece selam söyledi ve gitti. | Open Subtitles | ـ كلا .. لقد قال فقط ان القى عليك التحية ثم رحل |
| Pizzacı kız geldi, pizzayı verdi, parayı aldı ve gitti! | Open Subtitles | فتاة توصيل البيتزا وصلت ، و اعطتني البيتزا ثم غادرت |
| Söylediğim gibi, eşyalarını topladı ve gitti. | Open Subtitles | بينما أنا كُنْتُ أَقُولُ، حَزمتْ حقيبتَها وغادرت. |
| Sonra dün... Bankadan döndü para dolu çanta ile borcunu ödedi. ve gitti. | Open Subtitles | ولكن البّارحة، جاء من المصرف بحقيبة مليئة بالنقود دفع دينه وذهب في طريقه |
| Büyü Bakanlığı'ndan acil bir baykuş geldi ve gitti. | Open Subtitles | لقد تلقى بومة عاجلة من وزارة السحر ورحل فوراً إلى لندن |
| Sonra özür dileyip, akşam kulüpte görüşürüz dedi ve gitti. | Open Subtitles | ثم اعتذر وقال أنه سيلقاني في الملهى الليلة ورحل. |
| John Alden istediğini aldı ve gitti... ve yeniden almak için geri döndü. | Open Subtitles | جون اولدن أخذ منكِ ما أراد ورحل وما عاد الا ليأخذ المزيد |
| Zaten, Manny bir kız üzerine dalaşa girdi ve kız ona bağırdı ve gitti. | Open Subtitles | ,الى جانب ذلك ,ماني دخل في مشاده كلامية من اجل فتاة والفتاة صرخت في وحده .وغادر |
| Kocan seni gördü, dilin sayesinde ölümü tattı ve gitti. | Open Subtitles | رجلكِ جاء، رآكِ، وتذوّق الموت على لسانك، وغادر. |
| Bilgisayar olduğumu öğrendi ve gitti. | Open Subtitles | إكتشف أنني كنت التداخل، و غادر |
| Huck içeride beni bekliyordu, tartıştık, beni duvara çarptı ve gitti. | Open Subtitles | هاك كان بالداخل ينتظرني تشاجرنا, دفعني نحو الحائط ثم رحل |
| Pizzacı kız geldi, pizzayı verdi, parayı aldı ve gitti! | Open Subtitles | فتاة توصيل البيتزا وصلت ، و اعطتني البيتزا ثم غادرت |
| Tartıştılar, o da içeceği onun üzerine döktü ve gitti. | Open Subtitles | لقد تشاجران، وألقت بالشراب عليه وغادرت -و.. |
| Sonra dün... Bankadan döndü para dolu çanta ile borcunu ödedi. ve gitti. | Open Subtitles | ولكن البّارحة، جاء من المصرف بحقيبة مليئة بالنقود دفع دينه وذهب في طريقه |
| Bu yüzden üzüldü ve gitti. | Open Subtitles | لهذا السبب كانت مستاءة و غادرت |
| Arabanı aldı ve gitti. | Open Subtitles | لا اعلم لقد اخذ سيارتك و خرج |
| Ama öyle oldu işte. Hastalandı ve gitti. | Open Subtitles | . لكن هذا ما تم . كان مريضا و رحل |
| Ama o piç beni tutuklamadı ateş etti ve gitti. | Open Subtitles | .. لكن ذلك الوغد لم يعتقلني بل أطلق عليّ النار فحسب ثم غادر |
| Yaralıydı. Ona yardım ettim. ve gitti. | Open Subtitles | كان جريحاً، فساعدته وبعدها غادر. |
| bir beyefendi onu çağırdı ve gitti. | Open Subtitles | لقد حضر جنتلمان وانصرف معه |
| Birden ortaya çıkıp düşman olduğumuzu ilan etti ve gitti. | Open Subtitles | لقد ظهر فجأة. أخبرني أننا ألد أعداء و ذهب. |
| Döndü ve gitti. | Open Subtitles | فاستدارت وانصرفت |