| İnternet başka hiçbir yerde bulunmayan araç, basamak ve hız sağlıyor. | TED | فهو يوفر الأدوات والانتشار والسرعة التي لا توجد في مكان آخر. |
| Ses 30 saniyede kaybolmuş, ama istikamet ve hız teyit edildi. | Open Subtitles | فقد الأثر فى 30 ثانية لكن تم التأكد من الوجهة والسرعة |
| İşlenmesi gereken bit sayısı üssel olarak büyüdükçe bilgisayar tasarımcıları boyut, maliyet ve hız arasındaki mücadeleyle karşılaşırlar. | TED | وبما أن عدد البايت التي تحتاج إلى معالجة يزداد باطراد يواجه مصمموا الحواسب صراع ثابت بين الحجم والكلفة والسرعة. |
| Kısa ve sivri uçlu kanatları ona yüksek bir manevra yeteneği ve hız verir. | Open Subtitles | الأجنحة المدبّبة القصيرة تعطيه مناورة وسرعة فائقتين. |
| Kesinlik ve hız. Hiç de iyi bir ikili değil. | Open Subtitles | وإحكام وسرعة أمور لا تتوافق مع بعضها بشكل جيد |
| Emirler sessizlik ve hız. Öldürülürsem yönetime Pentheus geçecek. | Open Subtitles | -ان الاوامر هى الصمت و السرعة اذا قتلت سيتسلم بينثيوس القيادة |
| Aynı süredurum, çekme ve hız gibi mi? | Open Subtitles | ماذا، مثل... القصور الذاتي و السحب و السرعة و كل ذلك؟ |
| Sıcak Koşu birinin peşindekilerden kurtulmak için yaptığı ani dönüş ve hız değişiklikleri. - Evet. | Open Subtitles | انه حين يقوم احدهم بانعطافات عشوائية و تغيير في السرعة و ذلك لتجنب اي تعقب |
| Hep şunu söylüyoruz: Basit bit görevde insan performans ve hız seviyelerine ne kadar yaklaşabiliriz? Bir sevk aracıyla kutuları taşımak gibi. | TED | وكنا نقول: الى أي درجة سنستطيع جعله يماثل الإنسان من حيث الأداء والسرعة في المهمات المعتادة، مثل نقل الصناديق ورفعها على الأسطح. |
| Geleceğimiz hakkındaki tartışmaların büyük bir bölümü teknoloji, etkinlik ve hız üzerine odaklı. | TED | أتعلمون، الكثير من النقاش المحيط بمستقبلنا على التقنية والفعالية والسرعة. |
| Lana, kazanmanın boyutla bir ilgisi yoktur kararlılık ve hız ile ilgisi vardır. | Open Subtitles | لانا لايتعلق التفوق بالحجم بل بالحزم والسرعة عليك الإلتزام |
| - Genel alarm verilsin. Kalkan jeneratörlerine tam güç. Rota ve hız korunsun. | Open Subtitles | مولدات الدروع بالقدرة الكاملة وحافظوا على المسار والسرعة |
| İşte sebebi uzunluk, derinlik ve hız arasındaki bağlantıyı kuramaması. | Open Subtitles | لأنه لا يستطيع ربط الحجم مع المسافة والسرعة |
| Kuş çarpmasından sonra LaGuardia'ya başarılı şekilde dönecek kadar irtifa ve hız vardı. | Open Subtitles | كان هناك أرتفاع وسرعة كافية بعد هجوم الطيور للعودة بنجاح إلى (لاغوارديا). |
| Sıcak Koşu birinin peşindekilerden kurtulmak için yaptığı ani dönüş ve hız değişiklikleri. | Open Subtitles | هل تعرف معنى الهروب المضلل ؟ نعم، حين يقوم شخص بانعطافات عشوائية،وتغيير في السرعة نعم، حين يقوم شخص بانعطافات عشوائية،وتغيير في السرعة |