| Suyumuz var. Herkese paylaştırıldı ama Bay Todd ve kızkardeşin istemedi. | Open Subtitles | كُلّ شخص منا شارك، لكن السّيدَ تود وأختك عملا أكثر مِن ذلك. |
| Annen ve kızkardeşin pestilleri çıkana kadar çalışırken... | Open Subtitles | ، والدتك وأختك يكدحان بأيديهم |
| Michael, annen ve kızkardeşin rehabilitasyonda değiller. | Open Subtitles | (مايكل), أمك وأختك ليسوا في مركز لإعادة التأهيل |
| Annen ve kızkardeşin etrafta dolaşırken en iyi oyunumu sergileyebileceğimi hiç sanmıyorum. | Open Subtitles | بربك، لا اعتقد أن بوسعي إخراج أفضل ما لديّ وأمِك وأختكِ في الجوار |
| Sen Tess olmalısın. Burada, Bunlar sen ve kızkardeşin için. | Open Subtitles | لابد أنّكِ (تيس)، تفضّلي، هذه لكِ أنتِ وأختكِ |
| Biliyor musun, sen ve kızkardeşin duygusal olarak erişilmezsiniz. | Open Subtitles | ! أتعلم؟ أنت وأختك مجردين من المشاعر |
| Annen ve kızkardeşin mutfakta. | Open Subtitles | أمك وأختك بالمطبخ الآن |
| Televizyonda Watergate Skandalı'nın haberi vardı, sen ve kızkardeşin televizyonun karşısındaydınız minik kırmızı ve, uh, mavi şeylerle bir çeşit oyun oynuyordunuz. | Open Subtitles | فضيحة (واترجيت) كانت تعرض على التليفزيون. فضيحة (واترجيت) تجسس الرئيس نيكسون علىمكاتبالحزبالديمقراطيفتفجرت أزمة سياسية واستقال على أثر ذلك الرئيس أنت وأختك... |
| ve kızkardeşin de | Open Subtitles | وأختك |