| Tamamen düşünce de başını taşa çarptı ve kafasını patlattı." | Open Subtitles | التصفح أكتمل تماما كما ذهب ورأسه المُميّز ضدّ الحجارةِ، وهذة هي |
| Hayır birisi ellerini ve kafasını kestiği için öyle düşünüyorum. | Open Subtitles | لا بل لأن أحدهم قطع يديه ورأسه |
| - Ayakları sıkışmıştı, ama hala kollarını ve kafasını oynatabiliyordu. | Open Subtitles | لكنه كان يستطيع تحريك ذراعيه ورأسه |
| Ellerini ve kafasını meydanda sergilediler. | Open Subtitles | وضعوا يديه ورأسه في الميدان العام |
| Birkaç yıl önce, Miami Metro Hayvanat Bahçesi'nde, çocuğun biri... parmaklıktan düşmüş ve kafasını çarpmıştı. | Open Subtitles | تذكّرْ قبل سَنَوات قَليلة عندما ذلك الولدِ سَقطَ خلال سكّةِ الحارسَ... في حديقةِ حيوانات مترو Miami ورأسه ضربةِ؟ |
| Oh, kalbini ve kafasını öperim onun! | Open Subtitles | أوه، أنا قبله قلبه ورأسه! |
| ve kafasını. | Open Subtitles | ورأسه |