| Temel sorun, eminim biliyorsunuz, uzun, dar ve karanlık bir şeyin içine bakıyorsunuz. | TED | المشكلة الأساسية، أنا متأكد أنكم على دراية بها، أنك تنظر داخل مكان طويل، ضيق ومظلم |
| Aydınlık ve karanlık. Gerçeklik ve rüyalar. Yaşam ve ölüm. | Open Subtitles | .الضوء و الظلام.الحقيقة و الاحلام الحياة و الموت. |
| Boris Karloff orospu çocuğu hangi deliğe girdiyse derin ve karanlık bir delikmiş. | Open Subtitles | أين كانَ الجحرُ الذي يختبأ بهِ ذلك المسخُ اللعين، فهو غائرٌ و مظلم. |
| Kralın şatosunun yakınlarında büyük ve karanlık bir orman varmış. | Open Subtitles | وعلى مقربة من قلعة الملك، كانت هناك غابة مظلمة وشاسعة |
| Şu an tüm görebildiğin şüphelerin ve karanlık. | Open Subtitles | لأنّ كل ما تستطيع رؤيته أمامك الآن هي شكوكك الخاصّة والظلمة |
| Çok güçlü ve karanlık ve de ilginç. | Open Subtitles | إنها رسمة ذات قوّة ومظلمة ومثيرة للاهتمام |
| Kütükten yapılmış yüksek duvarları ve karanlık girişi gördüğümde rüyadayken bile bunun sadece bir rüya olduğunu anlıyorum. | Open Subtitles | وعندما أرى الحوائط المصنوعة من الخشب والمدخل المظلم حتى وانا داخل الحلم أُدرك أن هذا مجرد حلم |
| Beyniniz kafatasınızın içindeki sessiz ve karanlık kasanın içinde kilitli. | TED | إن العقل متقوقع في محيط صامت ومظلم داخل الجمجمة |
| Ama kendimi biraz daha iyi hissettiğim her seferde, bir şeyler yapıyor ve karanlık derin bir yere gidiyorum sanki okyanusun dibi gibi. | Open Subtitles | ولكن كلما شعرت بتحسن بسيط يفعل هو شيئاً ما وأرجع إلى مكان عميق ومظلم يشبه قاع المحيط |
| Bilemiyorum. Geniş ve karanlık bir alan. Kaçması kolay. | Open Subtitles | لا أعرف، مكان كبير ومظلم من السهل الفرار فيه |
| Geri kalan günlerimizi o kusursuz, kan ve karanlık dünyasına geri dönüş yolunu bulmak için harcıyoruz. | Open Subtitles | و نحن نقضي بقية أيامنا نحاول إيجاد طريق لرجوعنا نرجع إلى العالم المثالي عالم الدم و الظلام |
| Fakat daha sonra, Wan Aydınlık ve karanlık Ruhlarını Raava ve Vaatu'yu birbirinden ayırmış istemeden de olsa dünyayı yok oluşa sürüklemiştir. | Open Subtitles | لكن بعد ذلك, قام وان بفصل روحا النور و الظلام و دون قصد سيقود العالم نحو الإبادة |
| Siz ve ben, başardığımız tüm şeyler bu derin ve karanlık federal havuzda küçük bir balık olarak kalacak. | Open Subtitles | أنت و أنا و كل انجازاتنا لسنا سوى أسماك صغيرة في حوض فيدرالي عميق و مظلم |
| Çok soğuk ve karanlık. | Open Subtitles | بارد جدا و مظلم |
| O sanki, tüm bu vampirler, seks ve karanlık arzularla ilgili Kelly'nin beynini yıkıyor gibiydi. | Open Subtitles | هو مثل غسل دماغ كيلي بكل هذه التفاهات حول مصاصي الدماء و جنس و رغبات مظلمة |
| Onlara Hayalet ve karanlık adını verdiler. | Open Subtitles | اطلق الدجال عليهما اسمى الشبح والظلمة |
| Eski hisar tutulmayı gözlemlemek ve karanlık oda için eşsiz bir mekân. | Open Subtitles | الحصن القديم هو المكان الأمثل للعرض الخاص بك للكسوف ومظلمة الكاميرا. |
| O çocuk doğru yoldan saptı ve karanlık olanda kayboldu. | Open Subtitles | ذلك الولد إبتعد عن الطريق وفقد إلى المظلم الواحد. |
| Görünen o ki karanlık enerji evrenin %68'ini ve karanlık madde evrenin %27'sini oluşturuyor. Bu bize ve görebildiğimiz her şeye sadece %5'ini bırakıyor. | TED | يبدو أن الطاقة المظلمة تشكل ما يقارب 68% من الكون والمادة المظلمة ما يقارب 27% ، ويبقى فقط 5% لنا ولكل شيء آخر نراه. |
| Bu ruhumun yaşadığı uzun ve karanlık bir gece. | Open Subtitles | هذه أطول وأظلم ليلة لروحي. |
| Işık ve karanlık, yin ve yang, iyi ve kötü . | Open Subtitles | ضوء و ظلام ، يين و يانغ الخير و الشر |
| En derin ve karanlık sırlarımızı anlatmayacağız. Ama hakkımı yeme lütfen. | Open Subtitles | أو نتشاطر أعمق وأحلك أسرارنا، لكن ماذا عن قليل من الامتنان؟ |
| Yaradılışın üzerine yıkım ve karanlık tüneyebilir. | Open Subtitles | وسوف يكون هناك دمار وظلام يحل على العالم، |
| Eğer ölürsem, ...o çocuk da soğuk ve karanlık yere gider. | Open Subtitles | lf l يَمُوتُ، ذلك الولدِ يَذْهبُ إلى تلك البرودةِ، مكان مُظلم. |
| Barbara Eden'ın bedenini almak yerine en derin ve karanlık arzularına bürünür. | Open Subtitles | "لكن بدلًا من إتخاذ شكل "باربرا أيدن إمرأة جميلة المظهر يقومون بإظهار أنفسهم بشكل رغبتك العميقة و الدفينة و الحالكة |
| Sen ve karanlık birbirinizden ayrısınız çünkü karanlık bir hiçliğin parçası, bir vakum. | Open Subtitles | أنت والظلام تتميزان عن بعضكما لأن الظلامَ هو غياب شيء هو عبارة عن فراغ |