| Sen ve kardeşin hiçbir zaman yaşlanmayacak ölmeyecek ve korku nedir bilmeyeceksiniz. | Open Subtitles | وأنت وأختك لن تكبروا في السن ولن تموتوا ولن تعرف الخوف ثانية |
| "Hey, Smith, nasıl olur da annen ve kardeşin hiç ziyaretine gelmiyor?" | Open Subtitles | سميث , كيف أمك وأخوك .. لم يأتوا لزيارتك ؟ كان يتلصص |
| Sen ve kardeşin olmasaydı, hayatım boyunca bu boktan yerde olmazdım, tamam mı? | Open Subtitles | إذا لم يكن انت وأخيك لم أكن في هذا الهراء مدى الحياة، حسنا؟ |
| Sen ve kardeşin sürekli geri geliyorsunuz. Sürekli evrenin dengesini hareket ettirip küresel çapta bozulmaya uğratıyorsunuz. | Open Subtitles | أنت وأخاك تستمران في العودة من الموت انتما إهانة لموازين الكون.. |
| Annen ve kardeşin için sadece bir iki ayrıntı ver. | Open Subtitles | فقط اثنين من العناوين الرئيسية من أجل أمكِ و أختك |
| Sen ve kardeşin Bridget Street çetesini yönetiyordunuz. | Open Subtitles | أنتَ و أخيك كُنتُما تُديران عِصابَة شارِع بريدجيز |
| Sen ve kardeşin benden ben de annemden geldim. | Open Subtitles | أنتَ و شقيقك أتيتما منّي و أنا أتيتُ من أمّي |
| Sen ve kardeşin arananlar listesindesiniz. - Sizi nasıl içeri sokabileceğiz ki? | Open Subtitles | أنتَ وأختك هاربين، كيف ستدخلون للمستشفى ؟ |
| Evet,tam istediğim gibi. Tam böyle. Az önce,ben ve kardeşin küçük bir konuşma yaptık. | Open Subtitles | هذا ما أود رؤيته، بالضبط هذا هو أنا وأختك تحدثنا سوية، إنها سيدة مثير للإهتمام |
| - Bu çocuklar ve kardeşin hakkında sapık bir fantezin olabilir, umurumda değil. | Open Subtitles | انظر , مهما كان لديك من تخيلات فضيعة عن هولاء الفتية وأختك لا يهمني |
| Sonsuza dek dostun ve kardeşin Lesra Martin. | Open Subtitles | شهادة الدبلوم صديقك وأخوك للأبد ليزرا مارتن |
| Ee, Jeremy sen ve kardeşin girişimci kapitalistlersiniz. | Open Subtitles | إذاً يا ـ جيريمي ـ أنت وأخوك من كبار الرأسماليين هذا صحيح |
| Eğer bunu yapmaya karar verirsen ben ve kardeşin yanında olacağız. | Open Subtitles | نعم ، حسناً ، إذا أنتِ قررتِ فعل ذلك أنا وأخوك سنكون واقفين هناك معكِ |
| Üzgünüm Barney ama sen ve kardeşin farklı renktesiniz. | Open Subtitles | لكن أنت وأخيك تمتلكان أبوين مختلفين بالتأكيد |
| Asıl sen ve kardeşin sanki buralar sizinmiş gibi mekanıma gelerek bana ukalalık yapıyorsunuz. | Open Subtitles | لقلتُ أنّك وأخاك اغتررتما لمجيئكما مدينتي وكأنّها ملككم. |
| Sen ve kardeşin gerçekleri kaldırabilecek yaştasınız, özür dilerim. | Open Subtitles | أنت و أختك كبيران بما يكفي لمعرفة الحقيقة و أنا آسفة |
| Sen ve kardeşin geri dönün, evimi kontrol edin. | Open Subtitles | آمل أنك و أخيك عليكما ترك المكان تذكر لا تتلاعب معي |
| Caleb, annen ve kardeşin dışında, burada olduğunu bilen var mı? | Open Subtitles | إذاً (كاليب) إلى جانب والدتك و شقيقك هل يعلم أحد آخر أنك هنا؟ |
| Tek bildiğim soyulan bir lokanta var ve kardeşin bunun tam ortasında. | Open Subtitles | كل ما أعرفه أن هناك مطعم يُسرق و أخاك متورط به |
| Baban ve kardeşin kaçtıklarında nereye gitmişlerdi? | Open Subtitles | أين ذهب رجلك العجوز , و أخوك ، عندما هربوا ؟ |
| Ama sen ve kardeşin, asil kandan olmamanıza rağmen, bütün şehri yönetebiliyorsunuz. | Open Subtitles | لكن أنت وشقيقك لا تسري بداخلكما دماء ملكيّة على الإطلاق وتلتفّان حول مدينة كاملة |
| Her neyse, iş seyahatindeydi, sen ve kardeşin de yaz kampında ya da öyle bir yerdeydiniz, ve ben... | Open Subtitles | على كل حال.لقد بعيداً عن المنزل في عمل.وانت واخوك الصغير كنتم في المخيم الصيفي او مكاناً ما.وانا |
| İtaat et..cezalısın sen ve kardeşin | Open Subtitles | لقد عصيتِ أوامري لذا فأنتِ مُعاقبة أنتِ وأخيكِ ممنوعان من الخروج من المنزل |
| Eğer gitseniz bile, halen babanın yanında olacaksın... ve kardeşin ve arkadaşlarınla bir arada olacaksın. | Open Subtitles | حسنا حتى لو رحلت فستبقين مع والدك واخيك وصديقاتك |
| - Annen ve kardeşin için. | Open Subtitles | أريدك أن توجد هنا من أجل أمك وشقيقتك |
| Ve eğer o yaşlı alçak adamıdan daha zeki olmayı başarabilirsen... sen ve kardeşin burada istediğiniz kadar kalabilirsiniz. | Open Subtitles | و اذا استطعت ان تخدع ذلك الخنزير انت و اخوك يمكنكم البقاء هنا كما تحبون |