"ve nazik" - Translation from Turkish to Arabic

    • وطيبة
        
    • ولطيف
        
    • ورقيقة
        
    • و لطيف
        
    • وعطوف
        
    • وطيب
        
    • ورحيم
        
    • ولطيفاً
        
    • ولطيفًا
        
    Eğer sizin gibi iyi ve nazik biri tarafından bu kadar seviliyor ve övülüyorsa onun hakkında yanlış şeyler söylememeliyim. Open Subtitles إذا حظيت بكل هذا الاحترام من إنسانة رقيقة وطيبة مُثلكِ أنتِ فيجب أن لا أتحدث عنها بسوء
    Onu tanımıyorsun. Sana tatlı ve nazik davranıyor. Open Subtitles أنت لا تعرفها، إنها لطيفة وطيبة معك
    Mükemmel, iyi ve nazik biri ve bunu hakettiğimi biliyorum. Open Subtitles إنه مثالي ولطيف ومعطاء وأعلم الآن بأني أستحق ذلك، شكراً لك
    Söz, duyarlı ve nazik olacağım. Open Subtitles أقسم أنها سوف تكون حساسة ورقيقة
    -O, batı rüzgârına benziyor -İlginç, temiz ve nazik. Open Subtitles إنه يشبه الرياح الغربية .كلاهما صاخب و نظيف و لطيف
    Şey, yaşlı biri gibi görünse bile çok düzenli ve nazik biridir. Open Subtitles حسنا بالرغم انه يبدو كبيرا في السن الا انه مجتهد وعطوف جدا
    O tamamen iyi niyetli davranıyor. Saf ve nazik. Open Subtitles إنه ملئ بالنوايا الحسنة وهو طاهر وطيب
    İyi ve nazik biri. Hem de tatlı dilli. Open Subtitles ، إنه مسكين ورحيم جدا كلماته لطيفة أيضا
    Onu her zaman sevmeye ve saygı göstermeye çabalayacak, dürüst ve nazik olacak ve ne olursa olsun yanında duracak mısın? Open Subtitles وأن تكون صادقاً ولطيفاً وأن تقف بجانبه، مهما حصل؟ نعم.
    Kafanı koparabilirdim ama bu fazla hızlı ve nazik olurdu. Open Subtitles لم أفعل هذا. يمكنني أن أقطع رأسك، ولكن سيكون ذلك سريعًا ولطيفًا.
    Belki ağırbaşlılık, beni kibar ve nazik bir kadın yapmıştır. Open Subtitles ربما الرصانة جعلتني سيدة محترمة وطيبة
    Normalde çok düzgün ve nazik bir insandır, böyle saçmalayan biri değildi. Open Subtitles إنها صالحة، وطيبة
    Akıllı ve nazik. Open Subtitles ذكية وطيبة
    Bana karşı her zaman güler yüzlü ve nazik olan Majestelerinin beni arzu etmesi için elimden geleni yapmaya devam edeceğim. Open Subtitles سوف أستمر ، بكل ما بوسعي لأجعل نفسي مرغوبة لصاحب الجلالة أنه دائما كريم ولطيف
    Mükemmel birini bulacaksın. İyi, saygın ve nazik birini. Open Subtitles ستعثرين على الرجل المناسب، شخص جيد ولائق ولطيف
    İyi kalpli ve nazik bir kadının bir canavara dönüştüğünü ve nihayet iplerini elinde tutan kötülükten kurtulduğunu gördüm. Open Subtitles ...رأيت امرأة طيبة ورقيقة ...تحولت إلى وحش وأخيراً تحررت من حبال الشر
    İyi kalpli ve nazik bir kadının bir canavara dönüştüğünü ve nihayet iplerini elinde tutan kötülükten kurtulduğunu gördüm. Open Subtitles ...رأيت امرأة طيبة ورقيقة ...تحولت إلى وحش وأخيراً تحررت من حبال الشر
    Ve daha da fazlası, iyi ve nazik bir insanım. Open Subtitles وأكثر من ذلك أنا رجل جيد و لطيف
    Emin oldum ki, sen iyi ve nazik birisin. Open Subtitles أنك رجل نزيه و لطيف و بطيء الغضب
    O çok iyi, dürüst ve nazik biri ve bana öyle güveniyor ki. Open Subtitles انه جيد جدا و وعطوف, وبسيط ويثق بى جدا
    Komik ve nazik birisin. Open Subtitles إنك شخص مرح وطيب.
    George O'Malley tatlı ve nazik, zeki ve güçlü biri. Open Subtitles (جوروج أومالي) لطيف ورحيم وذكي وقوي
    Onu her zaman sevmeye ve saygı göstermeye çabalayacak, dürüst ve nazik olacak ve ne olursa olsun yanında duracak mısın? Open Subtitles هل ستسعى جاهداً لأن تحبه وتحترمه على الدوام، وأن تكون صادقاً ولطيفاً وأن تقف بجانبه، مهما حصل؟
    Mutlu ve nazik ol. Open Subtitles -كُن سعيدًا ولطيفًا .

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more