| Bilirsin, duydum ki eski karın ve oğlun Miami'de yaşıyorlar, Bay Devereaux. | Open Subtitles | اتعلم, لقد سمعت ان زوجتك السابقة وابنك... يعيشون فى ميامى, مستر ديفيرو |
| Eminim karın ve oğlun yaptırdığın eve şaşırmışlardır. | Open Subtitles | لا شك أن زوجتك وابنك منبهران بالمنزل الجميل الذي شيدته |
| Tanrım, ne kötü karın ve oğlun da oradaydı tavuk ızgara yiyorlardı.. | Open Subtitles | يا الهي يا للعار زوجتك وابنك كانا هناك يتناولون الدجاج المشوي |
| ve oğlun yalnız değildi. Biz artık Hiristiyan değiliz. | Open Subtitles | و ابنك لم يكن الوحيد نحن لم نعد مسيحيين |
| Bu çok soğuk ve oğlun Brian bebeğin dışarıda bir yerde yalnız. | Open Subtitles | الجو بارد و ابنك برايان.. طفلك الرضيع.. |
| Biran daha uzaktan geliyor. Sen ve oğlun birbirinizin aynısınız. | Open Subtitles | بيرتك تأتي من أبعد البلاد، أنت وإبنك تحبان بعضكما البعض |
| Eğer bir fikrin var mı nasıl o ve oğlun | Open Subtitles | هل لديك فكرة كيف هو و إبنك يعرفون بعضهم ؟ |
| Eğer söylediklerimi tam olarak yaparsan sen ve oğlun kurtulacaksınız. | Open Subtitles | واذا فعلت ما اخبرتك بالظبط فستنجوا انت وابنك |
| Daha çok ben, sen ve oğlun, Tyler diye düşünmüştüm. | Open Subtitles | كنت أفكر كثيرا مثل , انا , أنت وابنك , تايلر. |
| Yani -- yani, Bob, aslında sen ve oğlun o gün pek de avlanmıyordunuz, yanılıyor muyum? | Open Subtitles | إذا.. إذا يابوب انت وابنك لم تكونوا تصيدون حقاَ في ذلك اليوم |
| - Tamam. Eşin ve oğlun evine geri götürülüyor ama sen serbest kalmayacaksın. | Open Subtitles | سيتم اعادة زوجتك وابنك لمنزلك ولكن لن يتم إطلاق سراحك |
| Karın ve oğlun da mı oyunu kuralına göre oynadı Bay Smythe? | Open Subtitles | هل اتبعت زوجتك وابنك القوانين يا سيد سمايز؟ |
| Eşin ve oğlun Peru'da. | Open Subtitles | يبدو كتجارة غير شرعية زوجتك وابنك موجودان فى مدينة بيرو |
| Markan yaşadıkça ve oğlun büyüdükçe önemlisin. | Open Subtitles | طالما أنه يعيش و ابنك ينجح ,أنت مهم. |
| Senin ve oğlun gibi 0 negatif kan grubunda olanlar her zaman biraz daha fazla bekler. | Open Subtitles | الزمرة (أو - سلبي) مثلك و ابنك تنتظر دائماً وقتاً أكثر |
| Sen ve oğlun için Psimon'ı Queen Bee'den ödünç aldım. | Open Subtitles | لقد طلبت "سيمون" من الملكة "بى" من أجلك أنت وإبنك. |
| Ve son olarak seni dönüştüreceğim, böylece kocan ve oğlun artık seni tanımayacak. | Open Subtitles | وأخيراً سوف أحولك حتى لا يتمكن زوجك وإبنك |
| Neden sen ve oğlun hediyelik eşya dükkânımızdan bir şeyler almıyorsunuz? | Open Subtitles | أنظر لماذا لا تذهب أنت وإبنك لتشتري شيء ما من محل الهدايا الخاص بنا |
| Senin, karın ve oğlun için de gerekli. | Open Subtitles | بل هذا ما تحتاجه ويحتاجه زوجتك و إبنك |
| Peki ya kocan ve oğlun? Nasıllardı? | Open Subtitles | ماذا عن زوجكِ و أبنكِ أخبريني عنهم |
| Ama kararın ne olursa olsun seni seven bir karın ve oğlun var ve biz tamamiyle senin arkandayız. | Open Subtitles | لكن كيفما كان قرارك، لديك زوجة وإبن يحبّانك، ونحن خلفك مئة بالمئة. |
| Bu dava bitene kadar, sen ve oğlun benim korumam altında olucaksınız. | Open Subtitles | انتي وابنكِ ستبقون في حمايتي حتىننتهيمن هذاالأمر. |
| Karın ve oğlun da öyle. | Open Subtitles | أذاً زوجتك و أبنك |
| Videla hapse girdi. ve oğlun doğuyor. | Open Subtitles | لقد وضعوا فيديلا فى السجن وأبنك سيولد |
| Biz düşündük ki, ben ve oğlun, birkaç dakika daha seninle birlikte olabilseydik. | Open Subtitles | -لقد اعتقدت اننا انا وولدك لو اتينا اليك -سنحظى بالمزيد من الدقائق معك |