| Haydi kızlar, acele edelim. İşe ve Paris'e. | Open Subtitles | حسناً يا فتيات، يجب أن نتفرّق إلى العمل و إلى باريس |
| Koruyucu gözetimde ve Paris'e doğru yol alıyor. | Open Subtitles | انه تحت الوقاية والحصانة وفي طريقه إلى باريس |
| Sanırım onu aramalı ve Paris'e geri gelmesini emretmelisiniz. | Open Subtitles | أعتقد أنت يجب أن تأمره عد إلى باريس |
| - Ya da yemekle sinemayı atlarız ve Paris'e özel uçak kiralayıp ...Champs-Elysées'de Arc de Triomphe'un altında dans ederiz. | Open Subtitles | أو يمكننا فقط تجاوز العشاء والفلم و... ونستأجر طائرة خاصة، للطيران إلى باريس ونرقص تحت قوس النصر في الشانزليزيه؟ |
| Yakında kral bu projesinden vazgeçer ve Paris'e dönmeye karar verir. | Open Subtitles | سُرعان ما سيتعب الملك من مشروعه وينتقل ليعود إلى "باريس" |
| - İznimi kız arkadaşımla geçireceğim ve Paris'e bile gidebiliriz. | Open Subtitles | -سأقضيها مع صديقتي ... وربما نذهب إلى باريس |
| ve Paris'e gitmek istiyorum. | Open Subtitles | وأنا أريد أن أذهب إلى باريس. |
| ve Paris'e gitmeye hazır olduğunda sihirli sözcüğü söyle yeter. | Open Subtitles | وحين تكون مستعدًّا للذهاب إلى (باريس)، فقل الكلمة السحريّة |
| ve Paris'e gitmeye hazır olduğunda sihirli sözcüğü söyle yeter. | Open Subtitles | وحين تكون مستعدًّا للذهاب إلى (باريس)، فقل الكلمة السحريّة |
| Ben evin erkeğiyim ve Paris'e gitmemizi yasaklıyorum. | Open Subtitles | (أنا زوجك، و أمنعك من الذهاب إلى (باريس |
| ve Paris'e gideceğiz. | Open Subtitles | و سنذهب إلى (باريس) |
| Ron beni alacak ve Paris'e götürecek. | Open Subtitles | سيصطحبني (رون) إلى (باريس) |