| Sıcak ve parlak bir yer. | Open Subtitles | بالقرب من الشمس. أين هو دافئ ومشرق. |
| Umutsuzluğun ve kötümserliğin bizi tüketmesine, enerjimizi bitirmesine, hayallerimizi sınırlandırmasına ve daha iyi ve parlak bir gelecek görüşümüzü karartmasına izin verdik. | TED | سمحنا لليأس والتشاؤم لاستنزافنا، استنزاف قوتنا، والحد من تخيلاتنا وتعتيم بصيرتنا من أجل مستقبل أفضل وأكثر إشراقًا. |
| Şimdi rahatlığınızdan uzaklaşıp daha büyük ve parlak bir şey içine girin, çünkü bunu yaparak başka bir Ferguson olayını önleyebiliriz. | TED | إذًا فاخرجوا من دائرة راحتكم إلى الشيء الأكبر والأكثر إشراقًا لأننا بهذه الطريقة سنمنع تكرار حادثة فيرغسون مرة أخرى. |