| Çoğu primatın mükemmel renk görüşü vardır ve renk de iletişimde kullanılabilir. | Open Subtitles | لدى مُعظم الرئيسيات بصيرةٌ مُلونة متفوقة، واللون يمكن تسخيره في التواصل أيضاً. |
| Marka, model ve renk de adadaki popüler bir servis minibüsüyle aynı. | Open Subtitles | النوع، والطراز، واللون يطابق حافلة خدمة شعبية على الجزيرة ويوجد الكثير منها |
| Newton 13 yıl önce, Robert Hooke tarafından ışık ve renk üzerine çığıraçan çalışmasını çalmakla alenen suçlanmasının ardından inzivaya çekilmişti. | Open Subtitles | لقد إختبئ نيوتن لمدة 13 سنة بعد أن إتهمه روبرت هوك بسرقة أعماله الرائدة في مجال الضوء واللون |
| eğer bunlar sayı ve renk bölgeleri ise, sayı-renk sinestezisi oluşur. | TED | وإذا كانت بين الأرقام والألوان، ستصاب بسينيستيزيا الأرقام والألوان. |
| Eğer nota ve renk bölümleri arasındaysa, nota-renk sinestezisi oluşur. | TED | وإذا كانت بين النغمات والألوان، ستصاب بسينيستيزيا النغمات والألوان. |
| Bu yoğunlukta bir ışık ve renk üretmek için 40 kilowatt'Iık bir güç gerekir. | Open Subtitles | لإنتاج ضوء بهذه الكثافة واللون يتطلب قوة من حوالي 40 كيلووات. |
| 1. ipucu sana milliyet ve renk veriyor. | TED | المفتاح الأول يعطيك الجنسية واللون. |
| "...tad, görüntü ve renk dalında birinci oldu." | Open Subtitles | أفضل في النكهة والشكل واللون |
| Tam marka ve renk için araştırıyoruz. | Open Subtitles | نحن نفحص الان الصنف واللون |
| Çok fazla ince kumaş tabakası ve renk görmeye başlıyoruz. | Open Subtitles | نبدأ برؤية الكثير من . تصفيف الأنسجة والألوان المطلقة |
| Ama güneş tümüyle kaybolduğunda bile bu çöl hala ışık ve renk banyosu içindedir, ancak biz göremiyoruz. | Open Subtitles | لكن حتى عندما تغيب الشمس تماماً فإن الضوء والألوان يبقيان يغمران هذه الصحراء، نحن فقط لا نرى ذلك |
| Biliyor musun, doğal bir yeteneğim var. Uzay ve renk için... ve bir göz var, seçtiğin yumuşak eşyalar için. | Open Subtitles | لدي ميل طبيعي نحو المساحة والألوان وعين خبيرة في اختيار الأثاث العذب |