| Ve tam burada, yaklaşık 10,000 yıl önce iki olağanüstü keşif, tarım ve şehircilik, gerçekleşti. Yaklaşık olarak aynı yerde ve aynı zamanda. | TED | و هنا قبل حوالي 10,000 سنة إختراعان رائعان الزراعة و التمدن , حدثا معاً في ذات المكان ,و في ذات الوقت. |
| Ve tam burası, Uçan sihirli bir salak tarafından çarpıldığı yer! | Open Subtitles | و هنا صدمها شخص مجنون سحري طائر |
| Baş Rahibe Hildegarde, başhemşire Ve tam anlamıyla doğal bir fenomen. | Open Subtitles | الأمر هيلدغارد، هي العاملة هناك هي مذهلة حقاً |
| Hatırlatırım ki "Avcı", Amerika Hükümeti'nin onayı Ve tam ortaklığı ile yapılmaktadır. | Open Subtitles | سأذكر المشاهدين بأنّ القتلة يعملون معاً وبالتعاون التام والموافقة من الحكومة الفيدرالية للولايات المتحدة الأمريكية |
| En gelişmiş araçlara sahipti jeofiziksel, termik Ve tam yer takip sistemine sahipti. | Open Subtitles | يستطيع الوصول لآخر المعدات المحطات الجغرافية والحرارية وكامل نظام التتبع بالاقمار الصناعية |
| Bir de ufak bir yabancı gelip içinde kalmış tüm hayat enerjisini emer Ve tam camdan atlamaya hazırlanmışken birden sana güler. | Open Subtitles | وها هو السيد الغريب يصل يسحب كل ما لديك من حياة وعندما تكونى مستعدة على القفز من نافذة |
| Ben de tam o sırada parkta video kameramla.... yürüyordum Ve tam o sırada bir ninja çıktı! | Open Subtitles | قد يكون هذا الموت المزيف المثالي في تاريخ الوفيات المزيفة |
| Ve tam bu noktada beklemediği bir şey oldu: Reddedildi. | Open Subtitles | و هنا حدث شيء غير متوقع لقد تم رفضه |
| Ve tam bu noktada beklemediği bir şey oldu: Reddedildi. | Open Subtitles | و هنا حدث شيء غير متوقع لقد تم رفضه |
| Ve tam burada ki burası biraz engebeli ve garip burada kemik iyileşmeye başlamış. | Open Subtitles | ... و هنا ... بتلك المنطقة الوعرة و الغريبة |
| Buradan buradan Ve tam buradan vuruldum. | Open Subtitles | ..أصبت هنا ...و هنا و هنا كذلك |
| Ve tam o anda Michael, bu sesi tanıdı. - Numaralarını... | Open Subtitles | و هنا حينما لاحظ (مايكل) الصوت |
| evans onunla oynuyor Ve tam burada düşüyor! | Open Subtitles | و هنا تشتت ذهن "إيفنس". |
| Baş Rahibe Hildegarde, başhemşire Ve tam anlamıyla doğal bir fenomen. | Open Subtitles | الأمر هيلدغارد، هي العاملة هناك هي مذهلة حقاً |
| Hatırlatırım ki "Avcı", Amerika Hükümeti'nin onayı Ve tam ortaklığı ile yapılmaktadır. | Open Subtitles | سأذكر المشاهدين بأنّ القتلة يعملون معاً وبالتعاون التام والموافقة من الحكومة الفيدرالية للولايات المتحدة الأمريكية |
| Burada az yağlı Ve tam yağlı süt var. | Open Subtitles | يوجد منزوع الدسم وكامل الدسم هنا |
| Her bir kutsal andaki kusurlu kusursuzluğun... yeterli Ve tam olduğuna inanıyorum. | Open Subtitles | أناأؤمنبالإفتراضبأن هذا الكمالالمعيبهوكاف وكامل... في كل لحظة غير قابلة للوصف |
| Bir de ufak bir yabancı gelip içinde kalmış tüm hayat enerjisini emer Ve tam camdan atlamaya hazırlanmışken birden sana güler. | Open Subtitles | وها هو السيد الغريب يصل يسحب كل ما لديك من حياة, وعندما تكونى مستعدة على القفز من نافذة من الصدمة , هو يبتسم |
| Ben de tam o sırada parkta video kameramla.... yürüyordum Ve tam o sırada bir ninja çıktı! | Open Subtitles | قد يكون هذا الموت المزيف المثالي في تاريخ الوفيات المزيفة |