| Annesi kızının evde olmadığını ve telefonunu açmadığını söylüyor. | Open Subtitles | والدة الفتاة تقول انها . ليست بالمنزل وهاتفها لا يرد |
| Sonra işteyken rehber öğretmeni arayıp nerede olduğunu sorunca eve gidip odasına baktım ve telefonunu buldum. | Open Subtitles | وبعد ذلك اتصل بي مرشدها بالعمل... وكان يسأل عن مكانها لذا عدت للمنزل تفقدت غرفتها وهاتفها الخليوي كان موجوداً |
| Tuvaletini ve telefonunu kullanıp karıma iyi olduğumu söyleyebilirsem çok minnettar olurum. | Open Subtitles | استخدام دورة المياة, وهاتفك لأتصل بزوجتي, وأطمئنها عليّ, سأقدّر لك هذا المعروف. |
| Silahını ve telefonunu alayım, lütfen. | Open Subtitles | أحتاج مسدسك وهاتفك |
| Bir elinde kitaplarla içeri girersin, koyarsın sonra anahtarlarını masaya koyarsın, cüzdanını ve telefonunu çıkarırsın. | Open Subtitles | تدخل إلى المنزل. كيس كبير من الكتب في يد, تضعهم على الأرض. تضع مفاتيحك على الطاولة, تخرج محفظتك و هاتفك من جيبك. |
| Silahını ve telefonunu at. | Open Subtitles | تخلص من مسدسك و هاتفك |
| Çello sahibinin adını ve telefonunu ver, ben hallederim. | Open Subtitles | أعطني اسم ورقم هاتف مالك الـ"تشيلو" وسأنظر في الأمر. |
| Kredi kartlarını ve telefonunu izliyoruz ama şu ama henüz bir haber yok. | Open Subtitles | حسناً، نحن نراقب بطاقاته الإئتمانيّة وهاتفه -ولكن حتى الآن ، لم يحالفنا الحظّ |
| Hale kartlarını ve telefonunu takip ediyor, | Open Subtitles | هايل يتفقّد بطاقاتها وهاتفها |
| Kurtarma ekipleri kızın sırt çantasını ve telefonunu kanalizasyon borusunda buldu ve onlara göre kız, Harley Köprüsü'ne fırtına dalgası yüzünden sürüklendi. | Open Subtitles | "رجال الإنقاذ وجدوا حقيبة ظهرها وهاتفها الخلوي في خندق للصرف..." "ويعتقدون أنّها سُحبت من على جسر (هارلي) بواسطة عرام العاصفة". |
| Kredi kartlarını ve telefonunu kontrol ettirdim. | Open Subtitles | وهاتفها الخلوي |
| Arabani ve telefonunu ödünç aliyorum. | Open Subtitles | سأستعير سيارتك وهاتفك. |
| Cüzdanını ve telefonunu ver bakalım. | Open Subtitles | أعطني محفظتك وهاتفك الجوال |
| Cüzdanını ve telefonunu ver. | Open Subtitles | إعطني حافظة نقودك، وهاتفك |
| İş ortaklarım ve ben e- maillerini ve telefonunu hack'ledik Michael. | Open Subtitles | أنا و مساعديني اخترقنا بريدك الإلكتروني يا (مايكل)، و هاتفك |
| Carl Stanton'ın adres ve telefonunu buldum. | Open Subtitles | توصلت للتو لعنوان محلي ورقم هاتف... لـ (كارل ستانتون) بالمنطقة الشمالية الغربية... |
| Kıstırıp silahını ve telefonunu alalım. | Open Subtitles | حسناً ، دعينا نُحاصره لنرى ما إذا كان بإمكاننا الحصول على سلاحه وهاتفه |
| Biri, güvenlik görevlisine Carter'ın silahını ve telefonunu almasını söyledi, sonrada onu ölürdü. | Open Subtitles | (جاين). أحدهم أمر الحارس الأمني أن يأخذ مُسدّس (كارتر) وهاتفه ومن ثمّ يقتله. |